Adli sicil kaydı sildirme, son yıllarda iş başvurularında adli sicil kaydının öneminin artması ile vatandaşlar tarafından en fazla talep edilen işlerin başında gelmektedir. Haliyle bu husus ile ilgili adli sicil kaydı nasıl silinir, adli sicil kaydı nedir, sabıka nedir, sabıka kaydı nasıl silinir, sabıka kaydı silmek için ne yapmak gerekir, sabıka kaydı kaç yıllıktır gibi sorular tarafımıza müvekkillerimiz tarafından en çok iletilen soruların başında gelmektedir. Tuzcuoğlu Hukuk Bürosu olarak ; aşağıda hem adli sicil kaydı nedir sorusunun hem de sabıka nedir, sabıka kaydı nasıl silinir, adli sicil kaydı nasıl silinir sorularının cevaplarını inceledik.
Adli Sicil Kaydı Nedir?
Adli sicil kaydı ya da bir diğer adıyla sabıka kaydı kişilerin aleyhlerinde kesinleşmiş ceza kararlarının, uygulanmakta olan güvenlik tedbirlerinin, hapis cezalarının, para cezalarının, varsa mahkumiyet bilgilerinin Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü nezdinde tutulmasıdır. Böylelikle kişilerin Türk Ceza mahkemelerinde, Türk hukukuna istinaden tanınan diğer yabancı devlet ceza mahkemelerinde kesinleşen mahkumiyete ilişkin kararları adli sicil kaydında ya da bir diğer ismiyle sabıka kaydında tutulur.
Kişiler adli sicil kayıtlarına dilerlerse bulundukları il/ilçe adliyelerinde mevcut olan adli sicil müdürlüklerinden dilerlerse de e-devlet olarak bilinen www.turkiye.gov.tr üzerinden ulaşabilirler. Kişilerin adli sicil kayıtları akrabaları veyahut başka kimseler tarafından talep edilememekte bu noktada vekaletname ile görevlendirilen ceza avukatının veyahut kişinin kendisinin bizatihi gidip talepte bulunması gerekir.
Hangi Bilgiler Adli Sicil Kaydına ( Sabıka Kaydı) İşlenir?
Yukarıda izah ettiğimiz üzere adli sicil kaydı kişilerin ceza hukuku anlamında adeta bir özgeçmişi olmakla birlikte hangi bilgilerin adli sicil kaydına işleneceği de Adli Sicil Kanunu’nda belirtilmiştir. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 4.maddesine göre ;
Adlî sicile kaydedilecek bilgiler
Madde 4- (1) Türk mahkemeleri tarafından vatandaş veya yabancı hakkında verilmiş
ve kesinleşmiş mahkûmiyet hükümleri adlî sicile kaydedilir. Bu bağlamda;
a) Hapis cezaları ile ilgili olarak;
1. Hapis cezasına mahkûmiyet kararı,
2. Koşullu salıverilme kararı,
3. Koşullu salıverilmede denetim süresinin uzatılmasına ilişkin karar,
4. Koşullu salıverilme kararının geri alınmasına dair karar,
5. Hapis cezasının infazının tamamlandığı hususu,
b) Hapis cezasının ertelenmesi halinde;
1. Denetim süresi,
2. Denetim süresinin yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirilmesi dolayısıyla
cezanın infaz edilmiş sayıldığı hususu,
3. Ertelenen hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine ilişkin karar,
c) Adlî para cezası ile ilgili olarak;
1. Adlî para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmü,
2. Adlî para cezasının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu,
3. Adlî para cezasının tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infaz edildiği hususu,
4. Adlî para cezasının tazyik hapsinden sonra kalan kısmının ödenmek suretiyle infaz
edildiği hususu,
d) Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırıma mahkûmiyet halinde;
1. Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak, adlî para cezasına mahkûmiyet
veya güvenlik tedbiri uygulanması hükmü,
2. (Değişik: 26/2/2008-5739/7 md.) Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak
hükmedilen güvenlik tedbirinin gereklerinin yerine getirilmemesi dolayısıyla hapis cezasının
infazına ilişkin karar,
3. Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak hükmedilen güvenlik tedbirinin
değiştirilmesine ilişkin karar,
e) Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ile ilgili olarak;
1. Kasten işlenen bir suç nedeniyle hapis cezasına mahkûmiyetin kanunî sonucu olarak
yoksun kalınan haklara cezanın ertelenmesi dolayısıyla getirilen istisnaya ilişkin karar,
2. Mahkûmiyet hükmüyle bağlantılı olarak verilen, belli bir hak ve yetkinin
kullanılmasının veya belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü
belgesinin geri alınmasına ilişkin karar,
f) Türk vatandaşı hakkında yabancı mahkemeden verilmiş ve kesinleşmiş olan
mahkûmiyet kararının Türk hukuku bakımından doğurduğu hak yoksunluklarına ilişkin olarak
Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkemece verilen karar,
g) Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya
etkin pişmanlık dolayısıyla verilen karar,
h) Ceza zamanaşımının dolduğunun tespitine ilişkin karar,
i) Genel veya özel affa ilişkin kanun; özel affa ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı,
j) Askerî Ceza Kanununa göre verilmiş mahkûmiyet kararlarındaki ferî cezalar,
k) (Ek: 24/11/2016-6763/39 md.) Akıl hastalığı nedeniyle hükmedilen güvenlik
tedbirlerine ilişkin kararlar,
Adlî sicile kaydedilir.
Yine 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda hangi bilgilerin adli sicil kaydına işlenmeyeceği kaleme alınmıştır. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 5.maddesine göre;
Adlî sicile kaydedilmeyecek bilgiler
Madde 5- (1) Türk mahkemeleri tarafından verilmiş olsa bile;
a) Disiplin suçlarına ve sırf askerî suçlara ilişkin mahkûmiyet hükümleri,
b) Disiplin veya tazyik hapsine ilişkin kararlar,
c) İdarî para cezasına ilişkin kararlar,
Adlî sicile kaydedilmez.
Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz hususlara ek olarak belirtmekte fayda gördüğümüz şey ; HAGB kararlarının geri bırakılma şartlarının gerçekleşmesi ile birlikte ve uzlaştırma kapsamındaki suçların uzlaşma sağlanmasıyla birlikte adli sicil kaydına işlenemeyeceğidir.
Adli Sicil Kaydı Nasıl Silinir?
Adli sicil kaydı veya bir diğer ismiyle sabıka kaydı cezanın veya ilgili güvenlik tedbirlerinin infaz edilmesi yani tamamlanmasıyla, mahkumiyeti ortadan kaldıracak şikayetten feragatin varlığı halinde, kişinin ölümü, genel af ilan edilmesi halinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nce silinmektedir. Buradaki silme işlemine binaen ilgili kayıtlar adli sicil arşiv kaydına kaydedilmektedir.
Adli sicil kaydı ya da sabıka kaydı kişilerin ceza hukuku anlamında özgeçmişlerinin yer aldığı, kesinleşmiş mahkumiyetlerin, güvenlik tedbirlerinin, adli para cezalarına ilişkin bilgilerin yer aldığı bir kayıt türüdür. Haliyle buradaki kayıtların silinmesi de bazı usulü şartlara bağlıdır. Öncelikle değinmekte fayda gördüğümüz husus ; infazın tamamlanması gerektiğidir. Ancak infazın tamamlanmasıyla ilgili sabıka kaydı kendiliğinden silinmeyecek ya da temizlenmeyecektir. Bu noktada adli sicil kaydını, sabıka kaydını sildirmek isteyen kişiden Adli Sicil ve İstatistik Müdürlüğü bazı bilgi ve belgeler talep etmektedir.
Adli Sicil Kaydı Sildirme işlemi için Adli Sicil ve İstatistik Müdürlüğü’ne bir başvuru yapmak gerekmektedir. Bu noktada başvuruyu kişiler dilerse kendileri yapabileceği gibi bir avukat yardımı ile de yapabilmektedirler. Bu noktada müvekkillerimiz için yaptığımız başvuru neticesinde infazın tamamlandığına yönelik evraklar ilgili birime ibraz edilmekte de adli sicil kaydında – sabıka kaydında bulunan mahkumiyet bilgileri adli sicil arşiv kaydına geçmektedir. Günümüzde kişilerden iş başvurularında genellikle adli sicil kaydı talep edilmekte ve böylelikle yapılan sildirme işlemi neticesinde kişi iş başvurusunda problem yaşamamaktadır.
Adli sicil arşiv kaydından kayıt sildirme ise yönetmelikte belirtilen şartlar dahilinde gerçekleşmektedir. Burada suç tipine göre belli bir zaman şartı getirilmiş olup genellikle 5 – 15 – 30 yıl gibi zaman şartları mevcuttur.
Tavsiye <<< Ceza Hukuku
Adli Sicil Arşiv Kaydı Nedir?
Adli sicil arşiv kaydı adli sicil kaydında yer alan ve infazı tamamlanmış cezaları, güvenlik tedbirlerini gösteren bir kayıt türüdür. Buradaki tüm mahkumiyet, güvenlik tedbirleri, hapis cezaları, adli para cezaları infaz edilmiştir. Adli sicil arşiv kaydı genellikle kamu kurum ve kuruluşları tarafından talep edilen ya da erişilebilen bir kayıt olduğundan gündelik hayatta adli sicil kaydı daha çok kullanılagelmektedir.
Adli Sicil Kaydı Nereden Alınır?
Adli sicil kaydı www.turkiye.gov.tr sitesi üzerinden yani e-devlet üzerinden PTT’den alınacak e-devlet şifresiyle alınabilmektedir. Aynı şekilde adli sicil kaydı – sabıka kaydı kişilerin yaşadıkları il / ilçe adliyelerinden adli sicil müdürlüklerinden de alınabilmektedir. Yine müvekkillerimiz tarafından sorulan soruların başında adli sicil kaydının avukat tarafından alınıp alınamayacağı gelmektedir. Bu noktada belirtmek isteriz ki avukatın adli sicil kaydını alabilmesi için vekaletnamede buna ilişkin özel yetki yer alması gerekmektedir. Ayrıca yine adli sicil kaydı kaymakamlıklardan da alınabilmektedir.
Adli Sicil Kaydına Hangi Suçlar İşlenir?
Adli sicil kaydına – sabıka kaydına hangi suçlar işlenir sorusu vatandaşların en çok yönelttiği sorulardan biridir. Bu noktada işlenecek suçları madde madde inceleyecek olursak;
- Kesinleşmiş mahkumiyet kararları
- Mahkumiyet kararının infaz edildiğine dair bilgiler
- Ertelenen hapis cezaları
- Adli para cezaları
- Seçenek yaptırımlar
- Belirli hakların kullanılmasına ilişkin getirilen kısıtlamalar
- Sürücü belgesinin alınması kararı
- Afla tahliye edildiğine ilişkin kayıtlar.
Adli Sicil Kaydı Sildirme Yargıtay Kararları
• ADLİ SİCİL KAYDI ( Anayasanın 76. Maddesi İle Özel Kanunlarda Sayılan Suçların Silinme Koşulları Gerçekleştiğinde Adli Sicil Kaydından Çıkarılıp Arşiv Kaydına Alınacağı )
• ARŞİV KAYDI ( Anayasanın 76. Maddesi İle Özel Kanunlarda Sayılan Suçların Silinme Koşulları Gerçekleştiğinde Adli Sicil Kaydından Çıkarılıp Arşiv Kaydına Alınacağı )
• ARŞİV KAYDININ SİLİNMESİ ( Adli Sicil Kaydından Çıkartılarak Arşiv Kaydına Alınan “Sahtecilik” Suçunun Arşiv Kaydının Silinmesi Ancak 5352 Sayılı Adli Sicil Yasasının 12. Maddesindeki Koşullar Gerçekleştiği Takdirde Olanaklı Olduğu )
• SAHTE BELGEYİ BİLEREK KULLANMAK SUÇU ( Yargılanan Sanığın Hapis Cezasıyla Cezalandırılmasına Dair İlamı Kapsayan Kaydın 5352 Sayılı Yasa’nın Geçici 2/2. Maddesi Uyarınca Arşiv Kayıtlarından Çıkarılmasına İlişkin Olarak Verilen Karar Yerinde Olmaığı )
• SAHTECİLİK SUÇU ( Adli Sicil Kaydından Çıkartılarak Arşiv Kaydına Alınan “Sahtecilik” Suçunun Arşiv Kaydının Silinmesi Ancak 5352 Sayılı Adli Sicil Yasasının 12. Maddesindeki Koşullar Gerçekleştiği Takdirde Olanaklı Olduğu )
2709/m.76
3682/m.8
5271/m.309
5352/m.10,12,Geç.2/2
765/m.59/2,342/1
ÖZET : Anayasanın 76. maddesi ile özel kanunlarda sayılan suçların silinme koşulları gerçekleştiğinde adli sicil kaydından çıkarılır ve arşiv kaydına alınır. Bu nedenle, Anayasanın 76. maddesinde sayılan suçlardan olması nedeniyle adli sicil kaydından çıkartılarak arşiv kaydına alınan “sahtecilik” suçunun arşiv kaydının silinmesi, ancak 5352 sayılı Adli Sicil Yasasının 12. maddesindeki koşullar gerçekleştiği takdirde olanaklıdır. Sahte belgeyi bilerek kullanmak suçundan yargılanan sanığın hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair ilamı kapsayan kaydın 5352 sayılı Yasa’nın geçici 2/2. maddesi uyarınca arşiv kayıtlarından çıkarılmasına ilişkin olarak verilen karar yerinde değildir.
DAVA : Sahte belgeyi bilerek kullanmak suçundan sanık Necmettin’in 765 sayılı TCK’nın 342/1, 59/2. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, ( Ankara Sekizinci Ağır Ceza Mahkemesi )’nin 14.06.1999 tarihli ve 1998/275 Esas, 1999/130 sayılı ilamını kapsayan kaydın 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun geçici 2/2. maddesi gereğince arşiv kayıtlarından çıkarılmasına ilişkin ( Trabzon İkinci Asliye Ceza Mahkemesi )’nin 24.07.2006 tarihli ve 2006/101 değişik iş sayılı ek kararının, Dosya kapsamına göre, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun Geçici 2. maddesinin suç tarihi itibariyle aynı Kanun’un yürürlük tarihinden önceki kayıtların silinmesine ilişkin koşulları düzenlenmiş olduğundan, Necmettin’in mahkumiyetine konu kaydın da bu kapsamda olduğu, dolayısıyla mülga 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 8. maddesinde belirtilen şartlar oluştuğunda, silinmesi mümkün suçlara ilişkin adli sicil kayıtlarının mahkemelerce verilen silme kararlarına istinaden veya Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce oluşturulan komisyon tarafından adli sicil kaydından çıkartıldığı, anılan madde metinlerinde “affa uğramış olsalar bile” ibaresi bulunan, başta Anayasa’nın 76. maddesi ile özel kanunlarda ( 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’nun 11. maddesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesi, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 7. maddesi vb. gibi ) sayılan suç ve cezaların ise 5352 sayılı Kanun’un 10. maddesine istinaden, istenildiğinde verilmek üzere arşiv kaydına alındığı, aynı Kanun’un 12. maddesinde sayılan şartlar dışında silinmesine yasal olanak bulunmadığı, bu bağlamda; adı geçenin silmeye konu suçunun, Anayasa’nın 76. maddesi ile özel kanunlarda sayılan suçlardan olması sebebiyle bahse konu kaydın mevzuat gereği adli sicil kaydından çıkartılarak arşiv kaydına alındığının anlaşılması karşısında, arşiv kaydının da silinmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 06.10.2006 gün ve 45736 sayılı yazılı emirlerine atfen Yargıtay C. Başsavcılığının 06.11.2006 gün ve YE.2006251323 sayılı ihbarnamesiyle Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip gereği görüşüldü:
KARAR : Hükümlünün sabıka kaydını oluşturan suçun Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan “sahtecilik” suçu olup 5352 sayılı Adli Sicil ve İstatistik Yasası’nın 12. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmemesi halinde arşiv kaydının silinemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde arşiv kaydının silinmesine karar verilmesi isabetsiz olup yasa yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görüldüğünden Trabzon İkinci Asliye Ceza Mahkemesinin 24.07.2006 gün ve 2006/101 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA….
YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ, 2006/7477 Esas, 2007/420 Karar,
• ADLİ SİCİL KAYDININ SİLİNMESİ ( Sahte Nüfus Cüzdanı ve ÖSYM Giriş Kartı İle Başkasının Yerine Girdiği Sınavın Başlangıcında Durumun Anlaşıldığı/Sahtecilik Suçunu Oluşturduğu – Arşiv Kaydının Silinmesi İçin 5352 S.K. Md.12’de Öngörülen Koşulların Oluşmadığı )
• SİLİNME KOŞULLARININ OLUŞMAMASI ( Adli Arşiv Kaydının Silinmesi Talebi/Hükümlünün Sabıka Kaydını Oluşturan Suçun Anayasa’nın 76. Maddesinde Sayılan Sahtecilik Suçu Kapsamında Olduğu – 5352 S.K. Md.12’de Öngörülen Koşulların Oluşmadığının Gözetileceği )
• SAHTE NÜFUS CÜZDANI VE ÖSYM GİRİŞ KARTI ( Suç Tarihinde Yürürlükte Olan 765 S.K.’ya Göre Cezalandırılacağı – Arşiv Sicil Kaydının Silinme Koşullarının Oluşmadığı )
2709/m. 76
5352/m. 9, 12, Geç.2/2
3682/m. 8
765/m.343/1
ÖZET : Hükümlünün fikir ve eylem birliği içinde diğer hükümlü tarafından düzenlenmiş bulunan, ancak iğfal kabiliyetine haiz olmadığı kabul edilen sahte nüfus cüzdanı ve ÖSYM giriş kartı ile diğer hükümlünün yerine girdiği sınavın başlangıcında sınav kağıdının cevaplarının bitirilmesinden önce durumun anlaşılması üzerine yakalanmasıyla suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ‘nın “Evrakta Sahtekarlık” başlığı altındaki 343/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir. Hükümlünün sabıka kaydını oluşturan suçun Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan sahtecilik suçu kapsamında olup, Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmemesi halinde arşiv kaydının silinememesi kararı hukuka uygundur.
DAVA : Resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan beyanda bulunmak suçundan sanığın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 343/1, 59, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4 ve 6. maddeleri gereğince 355.914.000 Türk Lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair, ( Muş Asliye Ceza Mahkemesi )’nin 12.02.2002 tarihli ve 2001/647 Esas, 2002/ 630 sayılı kararını müteakip, hükümlünün 05.08.2008 tarihli dilekçesi ile arşiv kaydının silinmesi kararı verilmesi talebi üzerine, adli sicil kaydının Mülga 3682 Adli Sicil Kanunu’nun 8/b ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun geçici 2/2. maddesi gereğince silinmesine ilişkin, ( Denizli Birinci Asliye Ceza Mahkemesinin 13.03.2009 tarihli ve 2010/57 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın ortadan kaldırılmasına ve arşiv kaydı silinmesine yönelik talebin reddine dair ( Denizli Birinci Ağır Ceza Mahkemesi )’nin 31.03.2009 tarihli ve 2009/288 değişik iş sayılı kararın tüm dosya kapsamına göre:
5252 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesi 2. fıkrasında “Birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanun’un 8. maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak, Anayasa’nın 76. maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkumiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcılığının veya Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verilir” şeklindeki düzenleme karşısında, resmi belgenin tanziminde yalan beyanda bulunma suçunun Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Ammenin İtimadı Aleyhine Cürümler başlıklı altıncı babının üçüncü fasılı olan evrakta sahtecilik adı altında 343. madde olarak düzenlendiği halde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Kamu Güvenine Karşı Suçlar başlıklı dördüncü bölümünde sahtecilik suçlarının ayrı ayrı maddelendirildiği, ayrı bir fasıl açılmadığı, anılan Kanun’un 206. maddesinde de resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun ayrıca düzenlendiği, 3682 sayılı Kanun’un 8/b ve Anayasa’nın 76. maddesi belirtilen suçların istisnai olup sayma suretiyle belirlendiği ve istisnaların dar yorumlanması gerektiği gibi ceza hukukunda kıyas yasağı ve sanık lehine yorum ilkeleri birlikte düşünüldüğünde sanığın eyleminin sahtecilik suçu kapsamında mütalaa edilemeyeceği cihetle, 3682 sayılı Kanun’un 8 ve 5252 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca mahkumiyet hükmünün arşiv kaydından çıkarılmasının mümkün olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 10.07.2010 gün ve 2009/- 8422/46035 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığı’nın 22.07.2010 gün ve KYB.2010175682 sayılı ihbarnamesiyle Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip gereği görüşüldü:
KARAR : İncelenen dosya içeriğine göre mahkemece, hükümlünün fikir ve eylem birliği içinde diğer hükümlü Sinan tarafından düzenlenmiş bulunan, ancak mahkemece iğfal kabiliyetine haiz olmadığı kabul edilen sahte nüfus cüzdanı ve ÖSYM giriş kartı ile hükümlü Sinan’ın yerine girdiği sınavın başlangıcında sınav kağıdının cevaplarının bitirilmesinden önce durumun anlaşılması üzerine yakalandığının kabul edilmesi karşısında; eylemin uygun bulunduğu ve suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 345. maddesi yerine aynı Kanun’un İkinci Kitabının, “Ammenin İtimadı Aleyhine Cürümler” başlıklı Altıncı Bab’ının Üçüncü faslı olan “Evrakta Sahtekarlık” başlığı altındaki 343/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükümlünün eyleminin uygun bulunduğu özel belgede sahtecilik veya hükümlünün cezasına konu resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun, 765 sayılı TCK’daki düzenlemeden ayrı olarak, 5237 sayılı TCK’nın “Özel Hükümler” başlıklı İkinci Kitabın “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlıklı Dördüncü Bölümünde parada sahtecilik, kıymetli damgada sahtecilik, mühürde sahtecilik, mühür bozma, resmi ve özel belgelerde sahtecilik, resmi veya özel belgeleri bozmak, yok etmek veya gizlemek, açığa imzanın kötüye kullanılması gibi suçlarla birlikte düzenlenmiştir.
Bir suçun Anayasa’nın 76. maddesindeki suçlardan olup olmadığını belirlemek için, ceza yasalarında düzenlendiği yerlerle birlikte suç tipine de bakılması gerekir. Örneğin; zimmet suçu 5237 sayılı TCK’nın 247 ve devamı maddelerinde düzenlenmesine karşın, benzeri hükümlerin öngörüldüğü ve ceza hukukunda bankacılık zimmeti olarak adlandırılan fiilin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160. maddesinde düzenlendiği ortadadır. Öte yandan 5237 sayılı TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun madde gerekçesinde bu suçun doktrinde fikri sahtecilik olarak adlandırıldığı belirtilmektedir.
SONUÇ : Bu açıklamalar karşısında, hükümlünün sabıka kaydını oluşturan suçun Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan “sahtecilik” suçu kapsamında olup, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmemesi halinde arşiv kaydının silinemeyeceğinden Denizli Birinci Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.03.2009 gün ve 2009/57 değişik iş sayılı kararına yönelik vaki itirazın kabulü ile anılan kararın ortadan kaldırılmasına ve arşiv kaydının silinmesine yönelik talebin reddine dair Denizli Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31.03.2009 gün ve 2009/288 değişik iş sayılı kararında bir isabetsizlik bulunmadığı cihetle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden CMK’nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 08.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ, 2010/12190 Esas, 2011/5607 Karar.