Uyuşturucu madde ticareti suçu Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesinde düzenlenmiş olup gerek öngörülen ceza miktarları gerekse de yargılama sürecinde savunma aşamaları açısından oldukça önem arz eden bir suç tipidir. Yazımızda hem bu suç tipinin unsurlarını hem de savunma açısından önemli olarak gördüğümüz bazı hususları paylaşacağız.
Uyuşturucu Ticareti – Uyuşturucu Satma – Uyuşturucu İmalatı – Uyuşturucu Madde İkram Etme
Uyuşturucu / uyarıcı madde suçları günümüzde uyuşturucu kullanım miktarının artmasıyla Ağır Ceza Mahkemeleri’nin en çok karşısına çıkan suç tipi olmaktadır. Uyuşturucu kullanım suçları Asliye Ceza Mahkemeleri’nde görülmekte iken uyuşturucu madde ticareti suçları Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 188.maddesinde uyuşturucu maddelerin üretilmesi, sevk edilmesi, ithal ya da ihraç edilmesi, ikram edilmesi, kullanımını kolaylaştırıcı her türlü faaliyet düzenlenmiştir. İlgili suç maddesinin içeriğinde uyuşturucu maddenin çeşitliliğine göre de ayrım yapılmış olup esrar, extacy (ecstacy) gibi maddeler temel halden cezalandırılırken eroin, morfin, kannabinoid, kokain gibi maddeler nitelikli halden cezalandırılmaktadır. Bu noktada suçu aşama aşama incelemekte fayda olduğu kanaatindeyiz.
Uyuşturucu Madde – Uyarıcı Madde Ticareti Suçları Nelerdir?
- Uyuşturucu Madde İmal Etme Suçu: Herhangi bir maddenin(Örn. Reçeteyle atılan bir ilaç vs.) uyuşturucu maddeye dönüştürülmesi ya da hali hazırda uyuşturucu ve uyarıcı niteliğe sahip maddenin başka bir uyuşturucu maddeye dönüşümünü konu alır. Bu suç tipinde amaç uyuşturucu maddenin etkisi süre bazında arttırmak ise işbu suçun oluşmayacağı kanaati mevcuttur. Yine uyuşturucu madde imal edildiği düşünülen yerin ve bu imalatta kullanılan alet ve gereçlerin uyuşturucu madde üretme kabiliyetine sahip olması beklenmektedir. Bu noktada şüpheye düşülmesi halinde hem ele geçirilen aletlerin hem de suçun işlendiği düşünülen yerin uyuşturucu madde üretimi yapabilme sıfatına haiz olup olmadığı noktasında Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınarak yargılamaya devam edilmelidir. Uyuşturucu madde imal etme suçlarında en çok karşılaşılan soru kenevir ekimi ve bu ekimden üretilen esrarın işbu suç maddesinden mi yoksa 188/3. Fıkra uyarınca mı cezalandırılacağıdır. Yargıtay bu noktada kenevirden elde edilen esrar maddesinin 188/3. Maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği kanaatindedir. 24.05.2020 günü …Jandarma Komutanlığı sorumluluk sahasında bulunan Beyköy Mahallesinde ikamet eden … isimli şahsın annesi Nehide Kırıkkaya’ya ait evin bahçesinde kenevir yetiştirdiği yönünde istihbarİ bilgiler elde edinilmesi üzerine yapılan aramada; evin bahçesinde 5 ayrı noktada boyları 140-150 cm arasında değişen 40 kök kenevir bitkisi, 66 adet plastik bardak içerisine ekilmiş ve çimlenmeye bırakılmış kenevir bitkisi ile yine evin içerisinde toplam 404 gr kubar esrar maddesi ile 1374 gr kenevir tohumu ele geçirildiği Alınan Uzmanlık raporunda 1. Toplam 40 kök bitkiden örnek alınarak gönderildiği belirtilen; net 523,7 gram ağırlığında yeşil renkli 3 kök bitkinin kenevir bitkisi (Cannabis sativa L.) olduğu, söz konusu bulgudan net 220 gram toz esrar elde edilebileceği ve toplam 40 kök kenevir bitkisinden net 2933 gram toz esrar elde edilebileceği, 2. Net 1,9 gram ağırlığında yeşil renkli bitki parçalarının kenevir bitkisi (Cannabis sativa L.) olduğu, söz konusu bulgudan net 1,2 gram toz esrar elde edilebileceği, 3. Net 26,6 gram ağırlığında yeşil renkli bitki parçalarının kenevir bitkisi (Cannabis sativa L.) olduğu tespit edilmiş olup, söz konusu bulgudan net 14 gram toz esrar elde edilebileceği, 4. Net 249 gram ağırlığında yeşil renkli bitki parçalarının kenevir bitkisi (Cannabis sativa L.) olduğu, söz konusu bulgudan net 120 gram toz esrar elde edilebileceği, 5. Esrar maddesinin, 2313 sayılı Yasa kapsamında yer alan maddelerden olduğunun bildirildiği, sanığın vaki savunmalarında dikili veya kurutulmaya bırakılmış vaziyette ele geçen esrar ve kenevir bitkilerinin kendisine ait olduğunu, kişisel kullanım amacı ile ektiğini beyan ettiği, ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre ele geçen kenevir bitkisi ve uyuşturucu madde miktarının kullanım sınırının üzerinde kalıp, sanığın kastının uyuşturucu madde ticareti maksadıyla olduğu gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir. (Yargıtay 10. Ceza Dairesi Esas : 2021/18365 Karar : 2023/8644 Karar Tarihi :12.10.2023 )
- Uyuşturucu Madde İthal Etme Suçu: Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin ruhsatsız ya da ruhsatta yer alan izinlere aykırı şekilde yurt dışından ülkeye sokulması halinde TCK 188/1.maddesi uygulama alanı bulacaktır. Bu noktada uyuşturucu maddenin ülkeye nasıl sokulduğunun bir önemi olmayıp herhangi bir şekilde uyuşturucu maddenin ülke içinde kalacak şekilde ülkeye sokulması halinde bu suç vücut bulacaktır. Bu noktada işbu suç tipinde teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği görüşün de olduğumuzu belirtmek isteriz. Örneğin İltaş, “Gümrük kapısı olan yerler bakımından suça konu olan ve saklanan/bildirilmeyen maddenin gümrük işlemleri sırasında yetkililer tarafından yakalanması halinde failin tamamlanmış ithal suçundan dolayı değil de ithal suçuna teşebbüsten dolayı cezalandırılması gerektiği” görüşündedir (Yiğit İltaş, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu, Adalet Yayınevi, Ankara, 2020, s. 192). Savaş/Mollamahmutoğlu’na göre de, “İthal suçu: maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yabancı ülkeden yurda gümrükte saklanarak veya beyan edilmiyerek sokulması ile tamamlanır. Fail gümrükte işlemler sırasında yakalanmış ise suç tamamlanmamıştır. Eylem … teşebbüs derecesinde kalmıştır.” (Vural Savaş-Sadık Mollamahmutoğlu, Türk Ceza Kanununun Yorumu, 3. Cilt, Seçkin Yayınevi, Ankara 1999, s. 3609-3610).
- Uyuşturucu Madde İhraç Etme Suçu: Uyuşturucu madde veya uyarıcı maddenin ülke içinden yurt dışına ihraç edilmesi halinde TCK 188/1.fıkrasında yer alan ihraç etme suçu oluşacaktır. Bu noktada ithal etme suçunun aksine Yargıtay tarafından da benimsenen “uyuşturucu maddenin gümrük kapısından geçmeden gümrük alanında yakalanması halinde teşebbüs hükümlerinin uygulanacağı” görüşü mevcuttur. Ancak gümrük alanına daha ulaşamadan yolda yakalanması halinde uyuşturucu maddenin nakledilmesi ya da sevk edilmesi suçlarının oluşacağının bu suçlarında TCK 188/3.maddesinde düzenlendiğini belirtmekte fayda var. “…Sanığın uyuşturucu ve uyarıca madde ihraç etme suçunun icra hareketlerinin kargo paketini kargoya vermesi ile başladığı, kargonun Türkiye sınırından çıkarılmadan önce ele geçirilmesi nedeniyle sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, ayrıca sanığın aynı eyleminin ülke içerisinde uyuşturucu madde bulundurmak ve nakletmek suçuna vücut verdiği, dolayısıyla sanığın, aynı eylemi ile hem 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen uyuşturucu madde ihraç suçunu işlemeye teşebbüs ettiği…”(Yargıtay 10. Ceza Dairesi Esas : 2021/17153 Karar : 2023/5406 Karar Tarihi :12.06.2023)
- Uyuşturucu Madde Sevk Etme veya Nakletme Suçu: Uyuşturucu maddenin sevk edilme fiilinden anlaşılması gereken uyuşturucu maddenin sahibi tarafından başka bir yere gönderilmesidir. Burada gönderilen yer ile mevcut konum arasındaki mesafenin suç tipi açısından herhangi bir önemi yoktur. Burada altını çizmek istediğimiz husus sevk etme suçunda sevk iradesini gösteren kişinin bizzat maddenin sahibi ya da zilyedi olduğudur. Örneğin kişinin kendisine ait olan uyuşturucu maddeyi şehirlerarası seyahat eden bir otobüs firmasıyla A şehrinden B şehrine göndermesi halinde uyuşturucu maddeyi sevk etme suçu oluşacaktır. Veyahut yine kişinin kendisine ait olan uyuşturucu maddeyi bir karg firması aracılığıyla A adresinden B adresine göndermesi halinde sevk etme suçu oluşacaktır. Uyuşturucu maddeyi nakletme suçu ise aslında konu olarak sevk etme suçuyla oldukça benzer olup aralarındaki en büyük farkın nakleden kişinin uyuşturucu maddenin sahibi olması gerekmediğidir. Burada failin taşıdığı veyahut naklettiği şeyin uyuşturucu madde olduğunu bilmesiyle suç oluşacaktır. Yine suçun vasıf ve mahiyetinin değişebileceği bir durum da kişinin kendi uuşturucu maddesini kullanım sınırları altında kalmak şartıyla bir yerden bir yere taşıması halinde uyuşturucu madde ticareti suçu değil uyuşturucu madde kullanımı suçu oluşacağıdır.
- Uyuşturucu Madde Kabul Etme veya Bulundurma Suçu: Burada kabul etmek deyiminden anlaşılması gereken şey bir kişinin uyuşturucu maddeyi herhangi bir ücret ya da karşılık vermeden kişisel kullanım sınırları dışında bir saikle kabul etmesi, zilyetliğine kabul etmesidir. Bulundurma deyiminden anlaşılması gereken ise uyuşturucu maddeyi uhdesinde bir kişinin bulundurmasıdır. Uyuşturucu madde ticareti yönünde satış yaptığı sevk ettiği, naklettiği belirlenemeyen kimselerin uyuşturucu maddenin kullanım sınırları üzerinde olması halinde işbu suç maddesinden bir diğer deyişle TCK 188/3. Maddesinden cezalandırabileceği kanun maddesinde hüküm altına alınmıştır.
- Uyuşturucu Madde Satma, Satışa Hazır Hale Getirme, Satın Alma: Uyuşturucu madde satma suçu aslında günümüzde emsal dosyalarda en çok karşılaştığımız suç tipidir. Maddenin kendisinden de anlaşılacağı üzere işbu suç uyuşturucu maddeyi bir ücret karşılığında başka bir kimseye uyuşturucu maddenin satılması anlamına gelmektedir. Burada biz ceza avukatına en çok sorulan sorulardan biri uyuşturucu maddenin miktarının suç açısından bir önemi olup olmadığıdır. Bizim de en çok eleştirdiğimiz hususlardan biri olan bu durum ne yazık ki dosya açısından herhangi bir önem taşımamaktadır. Örneğin 1 gram metamfetamin maddesini B kişisine satan A kişisi de bu suçtan cezalandırılabileceği gibi 150 gram metamfetamin maddesini satması halinde de yine aynı suç maddesinden cezalandırılabilecektir. Bu durum günümüz uyuşturucu ticareti ceza davalarında ne yazık ki adaletsizliğe yol açtığı kanaatindeyiz. Yine uyuşturucu maddenin ticari bir amaçla satın alınması halinde de TCK 188/3.maddesinde yer alan uyuşturucu maddeyi ticari amaçla satın alma suçunu oluşturacaktır. Bu üç suç tipinin de cezası aynıdır. Bu suç tipinde yargılama aşamasında araştırılması ve sonuca bağlanması gereken husus şüphelinin – sanığın bu uyuşturucu maddeyi hangi amaçla kabul ettiği, bulundurduğu, satın aldığıdır. Buradaki amacın yanlış belirlenmesi halinde şahıs uyuşturucu madde ticareti suçundan cezalandırılabilecektir. Ceza avukatı olarak bu noktada hali hazırdaki uyuşmazlıklarda özellikle müvekkillerin kullanıcı olduğunu, uyuşturucu maddeyi kullanım amaçlı bulundurduğunu ispatlamak ana hedefimizdir. “…Plastik kutu içinde ele geçirilen suç konusu net 6,4 gram esrarın miktar itibarıyla kişisel kullanım sınırları içinde kalması, söz konusu uyuşturucu maddenin tek parça hâlinde ele geçirilmesi, sanığın evinde yapılan aramada net 6,4 gram esrar dışında atılı suçu işlediğine ilişkin hassas terazi ya da paketlemede kullanılan ambalaj malzemeleri gibi materyallerin elde edilememesi, olay tutanağına ve ziraat mühendisi tarafından düzenlenen uzmanlık raporuna göre yaklaşık 10-15 cm boylarında olan ve bu bağlamda yakın zamanda ekilmiş oldukları anlaşılan fide hâlindeki dikili kenevir bitkilerinden elde edilemeyeceği sabit olan suç konusu esrarın, yaklaşık 40-45 cm boylarındaki dikili hâldeki kenevir bitkilerinden sökülüp kurutulmak suretiyle elde edildiğine dair dosya kapsamı itibarıyla yeterli delilin bulunmaması, tüm aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmeyen sanığın uyuşturucu madde kullanmadığını belirtmesinin, suç konusu uyuşturucu maddeyi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğu şeklinde yorumlanamayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın savunmasının aksine, suç konusu uyuşturucu maddeyi satacağına, başkasına vereceğine veya kullanma dışında başka bir amaçla bulundurduğuna ilişkin, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sabit olan eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığın sabit olan eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinin hatalı değerlendirilmesi suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir…” (Ceza Genel Kurulu, 2018/208 Esas, 2020/522 Karar)
Dikkatinizi Çekebilir: Reddi Miras Davası
Uyuşturucu Madde Kullanma ve Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları Arasındaki Farklar
Yukarıda da zikrettiğimiz üzere uyuşturucu madde ticareti ve uyuşturucu madde kullanma suçları oldukça iç içe girmiş çoğu zaman yargılama aşamalarında sanığın durumunu direkt olarak etkileyen bir husustur. Sanığın uyuşturucu madde ticareti suçundan beraat kararı alabilmesini direkt olarak etkileyen bu husus ile ilgili emsal Yargıtay kararlarında da bazı kriterler öngörülmüş olup her kriterin somut olay açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.
- Kullanma amacıyla uyuşturucu maddeyi bulundurma suçu ile uyuşturucu madde ticareti suçu açısından ayrım yapabilmek için ilk kriter ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarıdır. Bu miktarın sabit bir miktar olmadığı, uyuşturucu maddenin niteliğine göre değişebildiğini de belirtmek isteriz. Kolluk kuvvetlerince tespit edilen uyuşturucu maddenin kullanım sınırlarının altında kalıp kalmadığı kişinin ticari bir amaç bulundurup bulundurmadığı noktasında önem arz etmekte olup ayrıca sanığın şahsi olarak ne kadar zamandır uyuşturucu madde kullandığı gibi sübjektif olgular da elzem niteliktedir. Örneğin, 5 gram esrar maddesiyle yakalanan sanığın uyuşturucu maddeyi kullanma amacıyla bulundurduğunun aksine bir delil olmadığı takdirde şahıs hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan beraat kararı verilebilecektir. Uyuşturucu maddelerin kişisel kullanım sınırları adlı makalemizde de değindiğimiz üzere esrar maddesinin yıllık kullanım sınırı 500-600 gram olduğu, günlük ortalama 5 gram esrar maddesinin kullanıcılar tarafından tüketilebildiği hem Adli Tıp Kurumu tarafından hem de Yargıtay tarafından kabul edilmiştir. “…Bir ihbar üzerine yakalanan sanığın üzerinde taşıdığı poşetin içerisinde ele geçirilen kenevir bitkisi dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda teknik ya da fiziki takip, tanık beyanı, iletişimin tespiti v.b gibi somut, yeterli, her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı herhangi bir delil elde edilememesi, uygulamada ilke olarak kabul edilen yıllık uyuşturucu madde kullanım miktarı göz önünde bulundurulduğunda, adli raporda belirtilen345,510 gramlık esrar maddesinin yıllık şahsi kullanım sınırları içerisinde olması, sanığın uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla satın aldığı yönündeki aksi kanıtlanamayan istikrarlı savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği şüphe boyutundan öteye geçememektedir.Bu itibarla; sanığın sübuta eren eyleminin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu yönündeki Özel Daire bozma ilamında bir isabetsizlik bulunmadığından, itirazın reddine karar verilmelidir…” (Ceza Genel Kurulu, 2012/10-1335 Esas, 2013/423 Karar)
- Yine tespit edilen uyuşturucu maddenin miktarından sonra önemli bir diğer husus da uyuşturucu maddenin çeşitliliğidir. Çoğu zaman yapılan yargılamalarda sanığın uyuşturucu madde çeşitliliği üzerinden uyuşturucu madde ticareti suçu uygulanarak cezalandırıldığı görülebilecektir. Örneğin sanık hakkında, aracında ele geçirilen 10 gram metamfetamin, 20 ecstacy hap, 15 gram esrar maddesinin çeşitlilik baz alınarak uyuşturucu madde ticareti suçundan cezalandırılmasına yönelik karar verilebilecektir. “…21.08.2021 tarihinde metamfetamin etken maddesi içeren madde ve sentetik kannabinoidler grubunda yer alan ADB- BUTINACA içeren madde ile yakalanan ve hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlem yapılan Kadir’in beyanları, sanık …’un evinde 16.09.2021 tarihinde yapılan aramada metamfetamin etken maddesi içeren madde ile sentetik kannabinoidler grubunda yer alan ADB- BUTINACA, MDMB-4EN-PINACA ve ADB HEXINACA içeren maddenin ele geçirilmiş olması, ele geçen uyuşturucu maddenin kullanım sınırları üzerinde kalması ve çeşitliliği ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olduğu…” (Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2023/10594 Esas, 2023/11496 Karar, 21.12.2023 Tarih)
- Uyuşturucu madde ticareti suçlarında somut olay üzerinde araştırılması gereken bir diğer husus da sanığın herhangi bir ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığı, satma amacıyla herhangi bir aksiyon gösterip göstermediğidir. Örneğin, iletişimin tespiti talebi kararı uyarınca yapılan incelemelerde sanığın uyuşturucu madde ticareti üzerine konuşmalar yaptığı değerlendirilirse sanık uyuşturucu madde ticareti suçundan cezalandırılabilecektir. Yine bu hususta aleyhe beyan olması halinde de uyuşturucu madde ticareti suçundan cezalandırılabilme yoluna gidilebilecektir.
- Uyuşturucu madde ticareti suçunda uyuşturucu maddenin bulunduğu yer de somut uyuşmazlıklar açısından oldukça önem arz etmektedir. Bulunduğu yerden anlaşılması gereken hem bulunduğu konum hem de uyuşturucu maddenin zulalanmış bir şekilde bulunup bulunmadığıdır. Yargıtay uyuşturucu maddeyi kullanım amacıyla bulunduran kişinin uyuşturucu maddeyi kolay erişebileceği bir yerde bulunduracağını kabul etmiştir. Örneğin uyuşturucu maddenin evde, işyerinde ele geçirilmesi halinde kullanım amacıyla bulundurduğunun kabulü gerekir şeklinde oldukça fazla emsal karar mevcuttur. Yine uyuşturucu maddenin özel bir çalışmayla zulalanmış şekilde olması halinde uyuşturucu madde ticareti oluşacağının kabulü gerekir. Örneğin uyuşturucu maddenin kömürlükte bir kutunun içinde bulunması halinde uyuşturucu madde ticareti suçu oluşabileceği öngörülmektedir.
- Uyuşturucu maddenin bulunduruluş şekli de uyuşturucu madde ticareti suçları açısından oldukça önem arz etmektedir. Bu noktada uyuşturucu maddenin fişeklenmiş olup olmadığı, parça parça birden fazla şekilde poşet içerisinde olup olmadığı, alüminyum folyonun olup olmadığı da ceza tesisi açısından önemlidir. Örneğin, 10 farklı fişeklenmiş halde her biri 1’er gram olan metamfetamin maddesinin uyuşturucu ticareti suçuna konu eşyalar olduğu Yargıtay tarafından kabul edilmiştir.
- Uyuşturucu madde ticareti suçlarında yapılan aramalarda hassas terazi gibi uyuşturucu madde ticareti açısından önemli araç gereçlerin tespiti halinde uyuşturucu madde ticareti açısından kuvvetli şüphe oluşacağını da belirtmek gerekir. Ancak hassas terazinin tek başına tespiti ya da uyuşturucu madde bulaşıklı olması tek başına ticaret suçundan cezalandırılmaya yeterli değildir. Bu noktada hassas terazinin bulunmasına rağmen uyuşturucu madde ticareti suçundan beraat kararları mevcut olup emsal kararlar bölümümüzde bunları da paylaştık.
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Cezası Nedir?
Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunun cezasını incelemek amacıyla madde metnini aşağıda paylaşmanın faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
Madde 188- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 27/3/2015-6638/11 md.) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması,
- b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) (Değişik: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Dikkatinizi Çekebilir: Evliliğin İptali Davası ve Şartları
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Etkin Pişmanlık İndirimi
Uyuşturucu madde ticareti suçlarında sıklıkla karşımıza çıkan bir diğer durum da uyuşturucu madde ticareti suçunu işleyen sanığın hangi durumlarda etkin pişmanlık indirimi alıp alamayacağıdır. Etkin pişmanlık, kişinin kendi hür iradesiyle suça ilişkin maddi gerçekliği aydınlatma çabası olarak adlandırılabilir. Burada maddi gerçekliğin ortaya çıkartılmasında ceza yargılamasına yardımcı olan sanık lehine indirim hükümleri uygulanabileceği öngörülmüştür. Etkin pişmanlık, Türk Ceza Kanunu’nun 192.maddesinde düzenlenmiş olup madde metnini paylaşmakta fayda olduğu kanaatindeyiz.
Etkin pişmanlık Madde 192-
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.
- Uyuşturucu madde ticareti suçunun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce kişinin etkin pişmanlık göstermesi ve suçun ortaya çıkarması halinde uyuşturucu madde ticareti suçundan cezaya hükmolunmaz.
- Suçun işlenmesi ve resmi makamlar tarafından öğrenilmesi halinde etkin pişmanlık iradesi gösterilmesi halinde ise verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar indirilebilecektir. Bu madde hükmü somut uyuşmazlıklarda sanık lehine uygulanması halinde ciddi bir indirim arz etmektedir. Örneğin esrar satmaktan hakkında uyuşturucu ticareti suçundan ceza tesisine gidilen sanık hakkında bu madde hükmü uygulandığında 10 yıl yerine 5 yıl ceza tesis edilecek olup ayrıca tahliye olması açısından büyük bir avantaj sağlayacaktır. Madde tanımında yer alan “suç ortakları” ibaresi sanık lehine geniş yorumlanmaya muhtaçtır. Burada sadece müşterek failler, yardım eden sıfatına haiz kişiler, azmettirenler olarak düşünülmemeleri bilmukabele suçla bağlantısı olan kişiler olarak çerçeve oldukça açık tutulmalıdır.
- Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretide yer alan baskın görüşlere göre, TCK’nın 192. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
1- Fail TCK’nın 188 ve 191. maddelerinde düzenlenen suçlardan birini işlemiş olmalıdır.
2- Hizmet ve yardım bizzat fail tarafından yapılmalıdır.
3- Hizmet ve yardım soruşturma ya da kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.
4- Hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. CMK’nın 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.
5- Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.
6- Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır. Etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, uygulamada en çok tereddüt yaşanan beşinci ve altıncı bentlerinde yer alan şartların gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır. Failin etkin pişmanlık nedeniyle indirimden yararlanabilmesi için kendi suçunun ortaya çıkmasına ya da suç ortaklarının yakalanmasına yardım ve hizmet etmiş olması gerekmektedir. Maddede belirtilen suç ortakları kavramı geniş yorumlanmalı, sadece TCK’nın 37, 38 ve 39. maddeleri anlamında suça iştirak edenler değil, uyuşturucu madde suçuna katılan ya da başka bir uyuşturucu madde ile ilgili suç işleyen herhangi bir kimse olarak anlaşılmalıdır. Yakalanması sözcüğü de, suç ortaklarının yakalanması ya da kim olduğunun belirlenmesi olarak kabul edilmelidir. Failin indirimden yararlanabilmesi için; suç ortağının veya uyuşturucu maddeyi satın aldığı ya da sattığı kişinin veya başka bir uyuşturucu madde suçunu işleyen şahsın yakalanmasına, kim olduğunun belirlenmesine katkıda bulunmasının yanı sıra ortaya çıkartılan suçun failin işlediği suça eşdeğer veya daha ağır bir suç olması gerekmektedir. Failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için hem suçun meydana çıkmasına hem de fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesine gerek yoktur. Bunlardan birinin yapılması yeterlidir. Maddede yer alan ve bağlacının veya olarak anlaşılması gerekir. Öğreti ve Yargıtayın yerleşik kabulü de bu şekildedir. Failin kendi suçunun ya da suç ortaklarının ortaya çıkmasına yönelik olarak verdiği bilginin yardım ve hizmet niteliğinde kabul edilebilmesi için, hizmet ve yardımın konusu olan bilgilerin doğru olmasının yanında, hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olması da gerekmektedir. Buna göre, yakalanan kimsenin uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi ya da hayalî isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmemeli, failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması ya da yakalanamamışsa kimliği ve varlığının belirlenmesi, failin bildirdiği kişiye suç atması için bir neden bulunmadığının anlaşılması, mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. Değinilen bu hâllerin dışında, failin üzerinde kullanım miktarı içerisinde uyuşturucu ve uyarıcı madde ile yakalanmış olması hâlinde başka bir şekilde satış için hazırlandığı anlaşılmayan maddeyi satmak için bulundurduğunu bildirmesinde de, uyuşturucu ve uyarıcı madde satmak suçundan etkin pişmanlık koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir.Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imalinin, ticaretinin ve kullanımının, genel sağlığı bozmanın ötesinde kullanıcısının sağlığını, kişiliğini, toplumsal ilişkilerini tahrip etmesi, genel ahlakı etkilemesi, şiddet içeren birçok suçun kaynağı ve öncüsü, yarattığı ulusal ve uluslararası pazar ağları nedeniyle zorunlu ve öncelikle mücadele edilmesi gerektiren tehlike suçlarından olması ile bu suçların önlenmesi ve ortaya çıkartılmasındaki zorlukları da gözeten kanun koyucu, söz konusu suçlarla daha iyi mücadele edilebilmesi ve daha fazla başarı sağlanabilmesi amacıyla, suç ortaklarını ele veren veya suçun delillerinin ele geçirilmesini sağlayan faili ödüllendirmiştir. Bu kapsamda, gerek cezasızlık nedeni gerekse cezadan indirim sebebi olarak TCK’nın 192. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri, daha fazla bir zararı önleyebilmek için daha az bir zarara katlanılması şeklinde ortaya çıkan, bu suçlarla mücadele edilmesi sırasında karşılaşılan zorlukları aşmaya yönelik bir tercihtir. Uyuşturucu madde suçlarıyla mücadele kapsamında bu şekilde bir tercihte bulunan kanun koyucu, TCK’nın 192. maddesinin birinci fıkrasında; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişinin, diğer suç ortaklarını veya suç konusu maddenin saklandığı ya da imal edildiği yerleri merciine haber vermesini, diğer bir anlatımla bu suçların failini, aynı suça katılan veya söz konusu suçu bağımsız olarak işleyen diğer bir faili ya da kendi suçunu ortaya çıkarmasını, aynı maddenin ikinci fıkrasında; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişinin, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vermesi veya kendi suçuna konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırmasını, diğer bir ifadeyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun failini ortaya çıkarmasını ya da kendi suçuna konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini sağlamasını bir cezasızlık nedeni, aynı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarından yalnızca zaman itibarıyla ayrılan üçüncü fıkrasında ise; kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ya da uyuşturucu madde imal veya ticareti suçlarını işleyen kişilerin, kendi suçlarının ya da diğer suç ortakları veya söz konusu suçları bağımsız olarak işleyen diğer bir failin suçunun ortaya çıkarılmasına hizmet ve yardım edilmesini cezadan indirim nedeni olarak düzenleme yoluna gitmiştir. Etkin pişmanlık hükümlerinin düzenlenmesindeki, genel kamu sağlığının korunması ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarıyla daha etkin bir şekilde mücadele edilmesi amacı ile söz konusu maddenin düzenleniş sistematiği dikkate alındığında; failin, TCK’nın 192. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenen cezasızlık hâllerinden yararlanabilmesi için ortaya çıkardığı suçlar arasında bir eş değerlik (denklik) ilişkisi bulunması ya da daha ağır nitelikte bir suçu ortaya çıkarması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, aynı maddenin birinci ve ikinci fıkralarından yalnızca zaman itibarıyla ayrılan üçüncü fıkrasının da bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre; TCK’nın 192. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezadan indirim yapılması hâlinin söz konusu olduğu durumlarda, failin kendi suçuna eş değer (denk) ya da kendi suçundan nitelik itibarıyla daha ağır bir suçu ortaya çıkarması veya kendi suçuna eş değer ya da kendi suçundan nitelik itibarıyla daha ağır bir suçun failinin yakalanmasına hizmet ve yardımda bulunması gerekmektedir. Aksinin kabulü, etkin pişmanlık hükümlerinin düzenleniş amacına aykırı olacağı gibi uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarıyla yapılmakta olan mücadeleyi de zaafa uğratacak, söz konusu düzenlemenin suistimaline yol açacaktır. Örneğin; uyuşturucu madde nakletmeyi planlayan ve bu amaçla yüklü miktarda eroin temin eden failin, yakalanma ihtimalini de değerlendirip nakil suçuna başlamadan önce, nakil suçu ile ilgisi bulunmayan ve daha öncesinde kendisine kullanmak için uyuşturucu madde sattığı ve uyuşturucu madde kullandığını bildiği bir şahsa az bir miktarda eroin verip uyuşturucu maddeyi naklederken yakalandığında bu kişinin kimlik ve adres bilgilerini vererek suç konusu madde ile yakalanmasını sağlaması hâlinde uyuşturucu madde nakletme suçundan alacağı cezadan yarı oranına kadar indirim yapılması söz konusu olacağından, daha fazla bir zararı önleyebilmek için daha az bir zarara katlanılmasını, uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarıyla daha etkin bir şekilde mücadele edilmesini amaçlayan kanun koyucunun iradesinin aksine bir durum ortaya çıkacaktır. Bu durum ceza adaletini zedeleyecek biçimde failin haksız bir ceza indiriminden yararlanılmasının yolunu da açacaktır. (Ceza Genel Kurulu, 2022/486 Esas, 2023/397 Karar, 12.07.2023)
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU YARGITAY KARARLARI
Uyuşturucu Madde Ticareti Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Yasal Kullanım Sınırı Altında Madde Yakalanması Halinde Uygulanabilirliği
Isparta İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği görevlilerince, Isparta Sulh Ceza Hâkimliğinin 11.06.2018 tarihli ve 2525 sayılı önleme araması kararına istinaden 14.06.2018 tarihinde, saat 14.32 sıralarında Davran Mahallesi, Yeniköy Garajı’nda yapılan denetlemeler esnasında, Garaj içindeki ATM yanında beklemekte olan sanığın durumundan şüphelenilmesi üzerine yanına gidildiği, görevlilerce polis kimlik kartları gösterildikten sonra sanığın yapılan üst aramasında; pantolonunun sol cebindeki çizgili defter kâğıtlarına sarılı, on bir paket hâlindeki suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği olayda;
Her ne kadar suç konusu uyuşturucu maddeler on bir paket hâlinde ele geçirilmiş ise de toplam net ağırlığı 0,1936 gram olan eroinin miktar itibarıyla kullanım sınırları içinde kalması, olay tutanağına göre; sanığın üzerindeki uyuşturucu maddelerin bir ihbar ya da istihbarat bilgisi üzerine yapılan araştırma veya fiziki takip sonucu değil, önleme araması kararına istinaden kolluk tarafından gerçekleştirilen olağan denetimler sırasında ele geçirilmiş olması ve sanığın suç konusu maddeleri satacağına ya da satışa arz edeceğine ilişkin dış dünyaya yansıyan herhangi bir davranışının bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu ortaya çıkarmaya yeterli olmadığı anlaşıldığından, aleyhine yeterli delil bulunmadığı aşamada soruşturma evresindeki savunmalarında, üzerindeki miktar itibarıyla kullanma sınırları içinde kalan suç konusu uyuşturucu maddeyi, başkasına vermek amacıyla bulundurduğunu söyleyen ve bu hâliyle ikrarıyla suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, şartları oluştuğu hâlde sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiş olan etkin pişmanlık hükmünü uygulamayan Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmündeki gerekçelerinin yerinde olmadığına ve mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
(Ceza Genel Kurulu, 2022/486 Esas, 2023/397 Karar, 12.07.2023 Tarih)
Aleyhe Beyanda Bulunan Tanığın Beyanından Dönmesi ve Beraat Kararı
Tanık….’in kollukta, cüzdanında ele geçirilen uyuşturucu maddeyi sanıktan aldığını ifade etmesine karşın mahkemede, suç konusu eroini tanımadığı kişilerden satın aldığını söyleyip soruşturma evresindeki beyanından dönmesi, tanık….’de suç konusu eroinin ele geçirilmesi sonrasında aynı gün açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilen sanığın yakalanarak üzerinde veya evinde herhangi bir arama işlemi yapılmayıp tam dokuz gün sonra evinde görevlilerce yapılan aramada, kolayca erişilebilir yerde ve bir parça hâlinde suç konusu eroinin ele geçirilmesi, net 0,07 gram eroinin miktar itibarıyla kullanma sınırları içinde kalması, sanığın üzerinde ve ikametgâhında yapılan aramada başkaca bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ile uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediğini gösterir herhangi bir bulgunun elde edilmemiş olması, sanığın aşamalarda, tanık….’i tanımadığını, adı geçene uyuşturucu madde satmadığını ve evinde ele geçirilen eroini kullanmak için bulundurduğunu söyleyip atılı suçlamayı kabul etmemesi birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, tanık….’de ele geçirilen eroini sattığına ilişkin adı geçenin sonradan döndüğü ve suç atma niteliğinde kalabilecek olan soruşturma evresindeki soyut beyan ve teşhisi dışında delil bulunmadığı, ayrıca evinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeyi satacağına, başkasına vereceğine veya kullanma dışında başka bir amaçla bulundurduğuna ilişkin sanığın savunmasının aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil de bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın sabit olan eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığın sabit olan eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinin hatalı değerlendirilmesi suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
(Ceza Genel Kurulu, 2017/9-378 Esas, 2018/618 Karar, 06.12.2018 Tarih)
Metamfetamin Yasal Kullanım Sınırı – Tahliye – Beraat
Oluşa ve dosya içeriğine göre; suç tarihinde sanığın, diğer sanık … ile birlikte bulunduğu araç içerisinde yapılan aramada net 9,9 gram metamfetamin maddesi ele geçirildiği olayda, suç konusu uyuşturucu maddenin ele geçiriliş biçimi ve ele geçen madde miktarının kişisel kullanma sınırları içinde kalması karşısında; sanığın uyuşturucu maddeyi kullanma amacı dışında satmak veya başkasına vermek amacıyla bulundurduğuna ilişkin, ./.. kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı ve eyleminin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğu gözetilmeden uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sanığın TAHLİYESİNE…
(Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 2018/2232 Esas, 2018/4842 Karar, 01.11.2018 Tarih)
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Kriterleri
5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin 3. fıkrası; “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.” biçiminde olup, madde gerekçesinde de vurgulandığı gibi üçüncü fıkrada, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Buna göre; uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır.
Aynı Kanunun “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” başlıklı 191. maddesinin 1. fıkrası ise; “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiş olup, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da kullanmak fiilleri suç olarak tanımlanmıştır.
Uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu mu yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturduğunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacıdır. Ceza Genel Kurulunun 15.06.2004 tarihli ve 107-136 ile 06.03.2012 tarihli ve 387-75 sayılı kararları başta olmak üzere bir çok kararında da belirtildiği üzere, uyuşturucu madde bulundurmanın, kullanma maksadına matuf olduğunun belirlenmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı kriterler bulunmaktadır.
Bunlardan ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğidir.
İkinci kriter, uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya iş yerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucunun ev veya iş yerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler hâlinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.
Üçüncü kriter de, bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları göz önüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları hâlinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir.
(Ceza Genel Kurulu, 2018/208 Esas, 2020/522 Karar, 15.12.2020 Tarih)
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Hassas Terazi Bulunması
Sanığın 23.12.2015 tarihinde ikametinde ele geçirilen hassas terazinin eroin bulaşıklı olmasına rağmen eroin sattığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığından hakkında TCK’nın 188/4. maddesinin de uygulanamayacağının gözetilmemesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
(Ceza Genel Kurulu 2017/344 Esas, 2020/140 Karar, 27.02.2020 Tarih)
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Hassas Terazi Bulunması 2
Ayrıca sanığın 23/12/2015 tarihinde ikametinde ele geçirilen hassas terazinin eroin bulaşıklı olmasına rağmen eroin sattığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığından hakkında TCK’nın 188/4. maddesinin de uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde fazla ceza tayininin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulduğu…
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2017/31 Esas, 2017/832 Karar, 03.03.2017 Tarih)
Uyuşturucu Madde Ticareti Yasal Kullanım Sınırları Altında Uyuşturucu Madde ve Etkin Pişmanlık
Isparta İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği görevlilerince, Isparta Sulh Ceza Hâkimliğinin 11.06.2018 tarihli ve 2525 sayılı önleme araması kararına istinaden 14.06.2018 tarihinde, saat 14.32 sıralarında Davran Mahallesi, Yeniköy Garajı’nda yapılan denetlemeler esnasında, Garaj içindeki ATM yanında beklemekte olan sanığın durumundan şüphelenilmesi üzerine yanına gidildiği, görevlilerce polis kimlik kartları gösterildikten sonra sanığın yapılan üst aramasında; pantolonunun sol cebindeki çizgili defter kâğıtlarına sarılı, on bir paket hâlindeki suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği olayda;
Her ne kadar suç konusu uyuşturucu maddeler on bir paket hâlinde ele geçirilmiş ise de toplam net ağırlığı 0,1936 gram olan eroinin miktar itibarıyla kullanım sınırları içinde kalması, olay tutanağına göre; sanığın üzerindeki uyuşturucu maddelerin bir ihbar ya da istihbarat bilgisi üzerine yapılan araştırma veya fiziki takip sonucu değil, önleme araması kararına istinaden kolluk tarafından gerçekleştirilen olağan denetimler sırasında ele geçirilmiş olması ve sanığın suç konusu maddeleri satacağına ya da satışa arz edeceğine ilişkin dış dünyaya yansıyan herhangi bir davranışının bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu ortaya çıkarmaya yeterli olmadığı anlaşıldığından, aleyhine yeterli delil bulunmadığı aşamada soruşturma evresindeki savunmalarında, üzerindeki miktar itibarıyla kullanma sınırları içinde kalan suç konusu uyuşturucu maddeyi, başkasına vermek amacıyla bulundurduğunu söyleyen ve bu hâliyle ikrarıyla suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir.
(Ceza Genel Kurulu, 2022/486 Esas, 2023/397 Karar, 12.07.2023 Tarih)
Uyuşturucu Madde Ticareti Akıl Sağlığının Olmadığı İddiası
Sanığın kovuşturma evresinde; asker iken birliğinden firar etmesi nedeniyle yargılandığı dönemde, hakkında kişilik bozukluğuna ilişkin … kurulu raporu düzenlendiğini söylemesi, sanık müdafisinin mahkemedeki savunmalarında ve temyiz dilekçelerinde; sanığın psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu, 2004, 2005, 2006, 2007 ve 2009 yıllarında … Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde ve Balıklı Rum Hastanesinde tedavi gördüğünü, askerliğe elverişli olmadığına ilişkin … kurulu raporu nedeniyle askerliğini tamamlayamadığını beyan etmesi, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığınca düzenlenen 01.07.2005 tarihli … kurulu raporunda; sanığa antisosyal kişilik bozukluğu tanısının konulduğunun, sanığın askerlik hizmetine elverişli olmadığının belirtilmesi, her ne kadar Yerel Mahkemece direnme kararına konu hükmün gerekçesinde; sanığın gerek gözlemlenen hâli gerekse adli sicil kaydında yer alan ilamlara konu suçlara ilişkin yargılamalar sırasında, TCK’nın 32. maddesine yönelik bir iddia ve araştırmanın olmaması dikkate alınarak, anılan madde bakımından bir araştırma yapılıp rapor aldırılmasına gerek bulunmadığı kabul edilmiş ise de, somut olayda TCK’nın 32. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığına ilişkin hususun, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir konu olması ve bu bağlamda hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgilerle çözümlenmesinin mümkün olmaması ve yine kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle adaleti sağlamayı amaç edinen ceza muhakemesinde, maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasına hizmet edebilecek tüm yasal delillerin toplanıp tartışılmasının zorunlu bulunması karşısında; sanığın işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı, buna bağlı olarak da hakkında TCK’nın 32. maddesinin birinci veya ikinci fıkralarının uygulanmasının gerekip gerekmediği hususunda rapor alınarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün isabetli olmadığına ve sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün, sanıkta TCK’nın 32. maddesi anlamında cezai sorumluluğunu ortadan kaldıracak yahut azaltacak biçimde akıl hastalığı olup olmadığı hususunda rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
(Ceza Genel Kurulu, 2021/55 Esas, 2023/126 Karar, 01.03.2023 Tarih)
UYUŞTURUCU MADDE İMALİ SUÇU – YÜKLENEN SUÇU İŞLEDİĞİ HUSUSUNDA HER TÜRLÜ ŞÜPHEDEN UZAK KESİN VE İNANDIRICI DELİL BULUNMAYAN SANIĞIN BERAATI GEREKTİĞİ
Suça konu uyuşturucu maddelerin imal edildiği ve ele geçirildiği çiftlik her ne kadar tapuda sanık G. adına kayıtlı ise de, ev hanımı olup herhangi bir geliri olmayan sanığın çiftlik sahibi olması hayatın olağan akışına aykırı olup, nitekim sanık G. ve çiftlikte çalışan sanıklar M. M., K. G., M. M. ve K. K.’nun aşamalardaki savunmalarında çiftliğin gerçek sahibinin sanık G.’ın kayınpederi sanık B. olduğunu belirtmeleri, tüm aşamalarda uyuşturucu madde imalinden haberinin olmadığını savunan sanık G.’ın çiftlikte bulunan evlerdeki bir kısım gizli bölmelerin yerini bilmesinin uyuşturucu madde imali suçuna katıldığı şeklinde yorumlanamayacağı, sanık G.’ın İstanbul Yeşilköy’de ikamet ettiği, sadece tatillerde çocuklarıyla Tekirdağ ili Saray ilçesinde bulunan çiftliğe gelip kaldığı yönündeki savunmasının çiftlikte yaşayan sanıklar M. M. ve M. M. tarafından doğrulanmış olması ve uyuşturucu madde imali suçundan haklarında verilen mahkumiyet kararları onanmak suretiyle kesinleşen, çiftliğin gerçek sahibi sanık B. K. ile oğulları Y. K. ve R. K. başta olmak üzere tüm sanıkların aşamalarda sanık G.’ın uyuşturucu madde imali suçuna katıldığı yönünde herhangi bir anlatımda bulunmamış olmaları birlikte nazara alındığında; sanığın uyuşturucu madde imali suçunu işlediği hususu şüphe boyutunda kalmakta ve sübuta ermemektedir.
Bu itibarla, yüklenen suçu işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayan sanığın beraatı yerine, delillere ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme direnme hükmü isabetli olmayıp bozulmasına karar verilmelidir.
(Ceza Genel Kurulu, 2014/10-31 Esas, 2014/417 Karar, 14.10.2024 Tarih)
Uyuşturucu Madde İthal Etme Suçu ve Zincirleme Suç Hükümleri
24.11.2015 tarihli olayda yurtdışında bulunan arkadaşı tarafından kendisine gönderilen kargo paketi içinde suç konusu uyuşturucu maddeler ile MPA içeren hassas terazi ele geçirilen sanığın eyleminin uyuşturucu madde ithal etme suçunu oluşturduğu dikkate alınarak, bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden çok kez uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işleyen sanık hakkında her bir eylemle ilgili ayrı ayrı uygulama yapılarak en ağır sonuç doğuran eylem üzerinden belirlenecek cezanın TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılması yerine yazılı şekilde hüküm tesisi…(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2018/2660 Esas, 2018/7176 Karar, 18/10/2018 )
Uyuşturucu Madde İthal Etme Suçu – İştirak Etme
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, diğer sanıkların “uyarıcı madde ithal etme” suçuna iştirak ettiğine ilişkin, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı; Hollanda’dan kargo ile …’e gönderilmesinden sonra suç konusu uyarıcı nitelikteki hapları teslim alıp diğer sanık … ‘in bildireceği yere götürmek için gelen sanığın yakalandığı, böylece sabit olan fiilinin TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen “uyarıcı madde nakletme” suçunu oluşturduğu, ancak suçun teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, “uyarıcı madde ithal etme” suçundan hüküm kurulması…
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2014/1176 Esas, 2014/4241 Karar)
Uyuşturucu Madde İhraç Etme Suçu – İştirak – Farklı Bir Ülkede Yargılanma
Sanıkların savunmaları, olay tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların savunmalarının aksine, suç konusu eroinin Türkiye’den ihraç edilmesine iştirak ettiklerine dair, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, eylemlerinin Romanya’da işlenen “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu oluşturduğu ve bu eylemleri nedeniyle Romanya’da yargılandıkları, ülkemizde suç işlemedikleri için Türkiye’de yargılanmalarının mümkün olmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında uyuşturucu madde ihraç etme suçundan beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkûmiyetlerine karar verilmesi, yasaya aykırı, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, re’sen de temyize tabi olan hükümlerin BOZULMASINA…
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2018/2514 Esas, 2019/369 Karar, 17.01.2019 Tarih)
Uyuşturucu Madde İhraç Etme Suçu – Kargo Şirketinde Uyuşturucu Maddenin Yakalanması – Uyuşturucu Madde Nakletme Suçu
Sanığın, yurtdışına gönderilmek üzere suç konusu uyuşturucu maddeyi İstanbul ili Merter TNT Kargo şirketine teslim etmesi üzerine, gümrük memurlarına beyan aşamasına gelmeden önce, suç konusu uyuşturucu maddenin, kargo şubesine teslim edildiğinin ertesi günü kargo şirketinde ele geçirildiği, uyuşturucu madde ihraç etme suçunun icra hareketi başlamadığından bu suça teşebbüsün kabul edilemeyeceği, sanığın sabit olan eyleminin tamamlanmış “uyuşturucu madde nakletme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanık hakkında bu suç yerine “teşebbüs aşamasında kalan uyuşturucu madde ihraç etme” suçundan mahkumiyet hükmü kurulması Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları ve sanık müdafiinin duruşmadaki sözlü savunması bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; bozma nedenine göre sanığın salıverilme isteminin reddine, 17.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 2018/1475 Esas, 2018/4358 Karar, 17.10.2018 Tarih)
Uyuşturucu Ticareti Yapma Suçu – HTS Kayıtları – Soyut Beyanların Harici Delil Olmaması
Kolluk görevlilerinin, Erzurum 1. Sulh Ceza Hakimliğinin önleme araması ve el koyma kararına istinaden Erzurum Terminal Tesisi içerisinde uyuşturucu ve kaçak eşya sevkiyatı yapabilecek şahısların yakalanması amacıyla yaptıkları çalışmalarda, 25.12.2014 tarihinde saat 15.20 sıralarında otogarın içerisinde valiz ve çuval taşıyan inceleme dışı sanık …..’ın durumundan şüphelenip yanına yaklaştıkları, GBT sorgulaması yapılırken tedirgin hareketler sergilediği görülen inceleme dışı sanığın üzerinde ve eşyasında önleme araması kararı uyarınca yapılan aramada, inceleme dışı sanığa ait valiz içerisinde kırmızı ve sarı renkli poşetlerde suç konusu esrarın ele geçirildiği olayda;
İnceleme dışı sanık …..’ın, suç konusu uyuşturucu madde ile yakalanmasından kovuşturma evresine kadar geçen zaman içerisinde sanığın suçla ilgisi olduğuna dair herhangi bir beyanının olmaması, sanığın kullandığını beyan ettiği GSM hattı ile inceleme dışı sanığın kullandığı GSM hattı arasında 13.12.2014 tarihinde gerçekleştirilen görüşmeden sonra inceleme dışı sanığın yakalandığı 25.12.2014 tarihine kadar geçen süre zarfında herhangi bir görüşmenin bulunmaması, HTS kayıtlarına göre sanık ile inceleme dışı sanığın kullandığı GSM hatları arasında olay tarihinde (2) adet görüşme gerçekleştiğinin anlaşılmasına rağmen, bu görüşmeler ile HTS kayıtlarında görülen diğer görüşmelerin içeriklerinin tespit edilememesi, inceleme dışı sanık …..’ın kardeşi, sanığın da eşi olan Sibel’in, zaman zaman kendisine ait telefonu kullanarak ailesi ve yakınları ile görüştüğünün sanık tarafından ifade edilmesi, suç konusu uyuşturucu maddeler ile sanığın ilgisini gösterir dosya kapsamı itibarıyla herhangi bir delilin bulunmaması, inceleme dışı sanık …..’ın sanığı suçlayıcı nitelikteki beyanlarından sonra ortaya çıkan, suçun sanık tarafından işlendiğini de ispata yeterli nitelik ve mahiyette olmayan tanık ….’in sanığı yeşil renkli bir ot toplarken, tanık…..’ın ise sanığı akşam saatlerinde caminin aşağısına gidip gelirken gördüğüne ilişkin beyanlarına itibar edilemeyeceğinin anlaşılması, sanığın da başlangıçtan itibaren değişmeyen istikrarlı ifadelerinde suç konusu esrarların kendisine ait olmadığını ve atılı suçlamayı kabul etmediğini savunması karşısında; kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemeyen, suç konusu esrar ile ilgisi olduğuna ya da inceleme dışı sanık …..’ın suçuna iştirak ettiğine ilişkin adı geçenin kovuşturma evresindeki soyut beyanı dışında delil bulunmayan sanığın savunmasının aksine, atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
(Ceza Genel Kurulu, 2017/9-380 Esas, 2019/43 Karar, 22.01.2019 Tarih)
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu – Parmak İzinin Olmaması – Soyut Beyan
Van’dan Diyarbakır’a gitmekte olup Bitlis’te durdurulan yolcu otobüsünün yirmi yedi numaralı koltuğunda, başka bir şahıs adına düzenlenmiş bilet ile seyahat eden, görevlilerce yapılan kimlik kontrolü esnasında kendisine sorulan sorulara telaşlı bir şekilde cevap veren ve bu nedenlerle durumundan şüphelenilen inceleme dışı sanık….’in önleme arama kararına istinaden yapılan üst aramasında; külodunun iç kısmına dikilmiş şeffaf poşette eroin ele geçirildiği olayda; inceleme dışı sanık…. suça konu eroini İstanbul’a kadar taşıması için sanıktan aldığını iddia etmiş ise de, sanığın aşamalarda atılı suçu işlemediğine dair istikrarlı savunması, uyuşturucu maddenin bulunduğu poşetlerde sanığa ait vücut izinin tespit edilememesi ve güvenlik kamerası kayıtlarında sanık ile inceleme dışı sanık….’in görüntülerine rastlanmaması karşısında; sanığın atılı suçu işlediğine yönelik inceleme dışı sanık….’in aşamalarda başkaca delil ile desteklenmeyen, sonradan döndüğü soyut ve çelişkili beyanları dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından beraati yerine mâhkumiyetine karar verilmesinin isabetsiz olduğu kabul edilmelidir. (CGK, 2017/186 Esas, 2017/543 Karar)
Uyuşturucu Maddenin Araçta Ele Geçirilmesi – Araçta Bulunan Kişinin Beraatı – 49 Kilogram Eroin – Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Hakkında uyuşturucu ve uyarıcı madde nakletmek suçundan verilen mahkumiyet hükmü onanmak suretiyle kesinleşen … Zor’un sevk ve idaresinde bulunan araçta yapılan arama sonucunda toplam 49 kilo eroin maddesinin ele geçirildiği ve sanık … Ormancı’nın da … ile aynı araçta seyahat ettiği olayda, sanığın istikrarlı olarak üzerine atılı suçu kabul etmemesi, hakkındaki mahkumiyet hükmü onanmak suretiyle kesinleşen …’in sanığın uyuşturucu maddeyle ilgili bilgisinin olmadığını beyan etmesi, sanığın evde yalnız kalamamasıyla ilgili olarak öne sürdüğü ailesiyle alakalı olayların yapılan araştırmada doğrulanması, eşinin ailesini ziyarete gittiğini söyleyen sanığın savunmasını doğrular nitelikte özel eşyalarının araçta bulunması, eroinin aracın özel bölümlerine yapılan zulalarda nakledilmesi, kokusunun olmaması, sanık …’nın şayet olayda iştiraki olsaydı kendisine ait aracı olayda kullanmayacağı gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın … ile birlikte hareket ettiği şüphe boyutunda kalmakta ve sübuta ermemektedir. Bu itibarla, atılı suçu işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayan sanığın beraatına karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmelidir.
(Ceza Genel Kurulu, 2014/10-75, 2016/186 Karar, 12.04.2016 Tarih)
Uyuşturucu Maddenin Yasal Kullanım Sınırları Altında Olması – Evde Zulalanmamış Şekilde Bulunması
Sanığın, evinde yapılan arama sonucunda ele geçen uyuşturucu madde ve diğer sanığın soyut beyanı dışında, uyuşturucu maddeyi sattığı yolunda başka herhangi bir kanıtın bulunmaması, sanıkta yakalanan uyuşturucu madde miktarının kişisel kullanım sınırları içinde olması, uyuşturucunun evinde özensiz bir şekilde gizlenmeden ele geçmesi, sanığın tüm aşamalarda istikrarlı olarak evinde yakalanan uyuşturucu maddeyi satmak için değil, kullanmak için bulundurduğunu beyan etmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği kuşku boyutunda kalmakta ve sübuta ermemektedir.
(Ceza Genel Kurulu, 2011/10-41 Esas, 2012/26 Karar)
Ele Geçirilen Uyuşturucu Maddenin (Esrarın) Kime Ait Olduğunun Belirlenememesi
İletişim tutanaklarında bahsedilen maddelerin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu veya uyarıcı madde olup olmadığının tespit edilemediği, her ne kadar sanık …’nın bulunduğu depoda 05/06/2006 tarihinde yapılan aramada 279 gram esrar ele geçirilmiş ise de olay yerinde sanık … ile birlikte haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan …,…,…, … ve…ın da bulunduğu ve söz konusu esrarın sanığa ait olduğunun tespit edilemediği ve tüm dosya kapsamı itibariyle sanıkların savunmalarının aksine üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığından beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi, yasaya aykırı, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 06/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2017/1107 Esas, 2019/1421 Karar, 06.03.2019 Tarih)
240 Gram Esrarın Yasal Kullanım Sınırı Altında Bulunması
Sanığın olay tarihinde ikametinde ele geçirilen net 240,45 gram esrarı, savunmasının aksine satma veya başkasına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin her türlü şüpheden uzak yeterli delil elde edilemediği, sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 01.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 2015/16598 Esas, 2019/2016 Karar, 01.04.2019 Tarih)
Sanıktan Hem Metamfetamin Hem de Esrar Ele Geçirilmesi Durumu – İdrar ve Kan Analizlerinde Metamfetamin Etken Maddesine Rastlanılması
Sanığın üst aramasında net 4,9536 gram metamfetamin, aracında ise net 0,858 gram esrar maddesinin ele geçirildiği, sanığın uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla bulundurduğunu tüm aşamalarda ifade ettiği, idrar ve kan analizinde metamfetamin etken maddesinin bulunduğu, sanığın savunmasının aksine, uyuşturucu maddeyi ticari amaçla bulundurduğuna ilişkin, kuşku sınırlarını aşan her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanık hakkında aynı fiil nedeniyle kullanmak için uyuşturucu madde kullanma suçundan soruşturma aşamasında ayırma kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, ayrılan evrak ile ilgili dava açılıp açılmadığı araştırılıp evrakların getirtilerek dava açılmış ise birleştirilmek, kesinleşmiş ise bu dosya içerisine konmak sureti ile sanığın hukuki durumunun tayini ve takdirinin düşünülmemesi, kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliği göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka bir suçtan hükümlü yada tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına, 13/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 2016/640 Esas, 2016/2046 Karar, 13.04.2016 Tarih)
Arama Kararı Olmaksızın Arama Yapılması – Uyuşturucu Maddenin Sanık Tarafından Rızasıyla Teslimi – Etkin Pişmanlık Hükümleri
Olay tutanağında ihbar üzerine yakalanan sanığın üzerinde yapılan arama sonucu suç konusu esrarın ele geçirildiğinin belirtildiği; buna karşılık sanığın, üzerindeki esrarı kolluk görevlilerine kendisinin teslim ettiğini söylediği; dosya içinde arama kararının bulunmadığı dikkate alınarak;
1- Sanığın üzerinin aranması konusunda arama kararı olup olmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı bir örneğinin getirtilerek duruşmada okunup tartışılmasının sağlanması,
2- Vicdani kanı oluşturacak sayıdaki tutanak düzenleyicilerinin tanık olarak dinlenmesi, kendilerinden suç konusu esrarı sanığın mı teslim ettiğininin ya da arama sonucu mu ele geçirildiğinin sorulması,
3- Sonucuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi ve arama kararı olmadığı halde esrarı sanığın teslim ettiğinin anlaşılması halinde sanık hakkında etkin pişmanlığı nedeniyle TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2015/878 Esas, 2015/30873 Karar)
Uyuşturucu Madde Ticaretinin Araç İçerisinde Yapılması – Nitelikli Halin Uygulanamayacağı
Dosya kapsamına göre; 10/09/2018 tarihli olayda kullanıcı temyiz dışı sanık …’nin, sanık …’ın aracına sol arka kapısından binip kısa bir süre sonra inmek suretiyle uyuşturucu madde satışının araç içinde gerçekleştiği anlaşılmakla, özel araçların, “umumi veya umuma açık yer” kapsamında olmadığı, dolayısı ile TCK’nın 188/4-b maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı gözetilmeden, sanık … hakkında hükmedilen temel ceza üzerinden TCK’nın 188/4-b maddesi uyarınca artırım yapılması, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın … 2. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmesine, 29/06/2021 tarihinde sanık … yönünden Üye … ile Üye …’in karşı oyları ve oy çokluğuyla, sanık … yönünden oy birliği ile karar verildi.
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2020/5224 Esas, 2021/8275 Karar)
Uyuşturucu Madde Ticaretinin Nerede Yapıldığının Net Olarak Belirlenememesi
07.03.2016 tarihli olay yeri krokisine göre; sanıkların yakalandığı yerin Erenler Öğrenci Yurduna 7 metre, 16 nolu sağlık ocağına 69 metre mesafede bulunduğu belirtilmiş ise de; dosyadaki olay, araç, üst arama, el koyma ve yakalama tutanağı, sanık ve tanık beyanlarına göre uyuşturucu satışının sanıkların yakalandığı yerde gerçekleşmediği, sanık … ve Mehmet üzerinde ve araçta yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı, sanıktan uyuşturucu madde alan Muhammet Ali Özyiğit’in sanığa ait araca binerek aracın hareket ettiği ve kısa süre sonra geri geldiğinin belirtilmesi karşısında uyuşturucu madde ticaretinin hangi noktada gerçekleştiğinin kesin olarak belirlenemeyeceği dolayısıyla 5237 sayılı TCK’nın 188/4-b maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 188/4-b maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmiş olması, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 25.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 2017/388 Esas, 2017/4650 Karar)
Uyuşturucu Madde Ticaretinin Üç veya Daha Fazla Kişiyle Birlikte İşlendiği İddiası – Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
TCK’nın 188/5. maddesinin uygulanabilmesi için TCK’nın 188/3. maddesinde öngörülen seçimlik hareketlerden birinin üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi gerektiği, sanıklar hakkında 3 veya daha fazla kişi ile birlikte işlendiği kabul edilen 07/11/2016 tarihli somut olayda; sanık …’nin suça iştirakinin olmadığı, sanığın diğer sanıklar Emrullah ve Ahmet’in eylemlerine iştirak ettiğine dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşıldığından sanıkların cezasından TCK’nın 188/5. maddesi gereğince artırım yapılması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, bozmanın hakkındaki mahkûmiyet hükmünü temyizden vazgeçen diğer sanık …’a CMK’nın 306. maddesi gereğince SİRAYETİNE, 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin 4. fıkrası uyarınca haklarında aleyhe temyiz bulunmayan sanıkların sonuç ceza yönünden kazanılmış haklarının saklı tutulmasına…
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2020/3674 Esas, 2021/3520 Karar)
Uyuşturucu Madde Ticareti Yardım Eden Sıfatı – İndirim Uygulanması Gerektiği
Olay tarihinde sanığın, kendisini arayan kullanıcıları hakkında ayrıca kovuşturma yapılan …’e yönlendirerek alışverişe aracılık etmek suretiyle suçun icrasını kolaylaştırdığı, eylemin TCK’nın 39/2-c maddesi kapsamında suça yardım niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak; sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK’nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu sebepten yerinde bulunduğundan, hükümlerin 1412 Sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASI, 22/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 2015/9803 Esas, 2018/2375 Karar)
Uyuşturucu Maddenin Satılmasına Yardımcı Olmak – Müşteri Bulmak – Aracılık Yapmak
TCK’nın 188.maddesinin 3.fıkrasında düzenlenen suçun kanuni tanımında yer alan fiili gerçekleştirdiğine ilişkin delil bulunmayan sanığın, diğer sanıklardan Hayri’de ele geçirilen esrarın satılmasına müşteri bularak aracılık ettiği, böylece suçun işlenmesine yardım eden konumunda olduğu anlaşıldığı halde, cezasından TCK’nın 39.maddesi gereğince indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu sebepten yerinde bulunduğundan, hükümlerin 1412 Sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASI, 11.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2012/13787 Karar)
Sanık ve Tanık Arasındaki Alışverişte Ne Verildiğinin Belli Olmaması
Olay tutanağı içeriği, kamera görüntülerine ait bilirkişi raporu, tutanak tanıklarının yeminli beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; kolluk görevlilerinin şüphe üzerine sanığı takibe aldıkları, tanık … ile sanığın buluşarak birbirlerine birşeyler alıp verdikleri görülmüş ise de; sanığın aşamalarda olay günü tanık …’e 100 tl para verdiğini, …’in de \”100 tl’den 50’si bana yeter\” diyerek kendisine 50 tl’sini geri verdiğini beyan ederek suçlamayı kabul etmemesi, kamera görüntülerine ait bilirkişi raporu içeriğinden havanın karanlık oluşu nedeniyle alışverişin içeriğinin görülemediği dikkate alındığında, tanık …’de ele geçen uyuşturucu maddeyi sanığın verdiğine veya sattığına dair …’in sonradan döndüğü müdafisiz kolluk beyanı dışında her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür. gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden istanbul bölge adliye mahkemesi 5. ceza dairesinin, 25.06.2021 tarihli ve 2021/638 esas, 2021/1948 karar sayılı kararının 5271 sayılı kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle bozulmasına,…
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2021/16073 Esas, 2023/2888 Karar)
Tapelerde Yer Alan Konuşmalara Farklı Anlamlar Yüklenebileceği – Beraat
Kendisinden herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek telefon konuşmaları dışında uyuşturucu madde ticareti yaptığına ilişkin kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilerek beraatine karar verilmesi gerekir.
(Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 2017/5217 Esas, 2017/5828 Karar)
Telefon Görüşmelerinin ( Tapelerin ) Tek Başına Delil Sayılmayacağı
Sanığın savunmasının aksine M.. H..’da ele geçen uyuşturucu madde ile ilgisi olduğuna veya anılan sanığın suçuna iştirak ettiğine ilişkin, somut olay ve olgularla örtüşmeyen ve maddi bulgularla desteklenmeyen telefon görüşmeleri dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşıldığından, “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de dikkate alınarak beraatine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetine hükmedilmesi kanuna aykırıdır.
(Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2015/1410 Esas, 2016/2620 Karar)
Uyuşturucu Maddenin İç Çamaşırı İçinde Bulunması – Arama Kararının Yokluğu – Hukuka Aykırı Delil Elde Edilme Durumu
Sanık …’nın üzerinde yapılan arama işleminin hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesine gelince; hukuka uygun olarak yapılan yoklama sonucunda tanık ….’ın eşofmanının arka cebinde uyuşturucu madde ele geçirilmesi, sanık … ve tanık …. ile birlikte yakalanan tanık …..’in de uyuşturucu madde almak için sanık …’ya 50 TL verdiğini ancak alamadan yakalandığını beyan etmesi ve sanık …’nın iç çamaşırının içinde yapılan aramanın, kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önlemek ve silah ya da tehlike oluşturan diğer bir eşyadan arındırmak amacıyla kişiler üzerinde yapılabilecek yoklama düzeyini aşan nitelikte ve orantısız olduğunun anlaşılması karşısında; usulüne uygun olarak verilmiş arama kararı veya yazılı arama emri olmaksızın sanık …’nın iç çamaşırı içinde yaptıkları arama sonucu elde ettikleri (44) fişek hâlindeki suç konusu uyuşturucu maddenin hukuka aykırı yöntemle elde edilen delil niteliğinde olduğu ve bu delilin hükme esas alınamayacağı, dolayısıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sanık … ile ilgili yapılan arama işleminin hukuka uygun olduğuna ilişkin itirazının yerinde olmadığı, kabul edilmelidir.
(Ceza Genel Kurulu, 2017/390 Esas, 2019/53 Karar)