Telefon
0 552 389 71 35
Adres
Karabaş Mh. Hafız Binbaşı Cd. Mecit Kavan Apt. No: 8 Daire 8 İzmit/Kocaeli
Vergi hatalarını düzeltme ; vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması şeklinde ifade edilebilir. Vergi uyuşmazlıklarının idari aşamada çözümlenmesi yollarından bir tanesi budur.
VUK.’nun 116’ncı maddesinde, vergi hatası, “Vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istemesi veya alınmasıdır” şeklinde tanımlanmıştır.
Ayrıca, VUK’nun 117’nci maddesinde hesap hataları, 118’nci maddesinde ise vergilendirme hataları düzenlenmiştir.
Vergi hatasından bahsedebilmek için öncelikle ortada haksız bir işlem olmalıdır. Yani hukuka ve yasaya aykırı bir işlem olmalıdır. İkinci unsur haksız bir vergilendirme ile fazla ya da eksik vergi istenmesi ya da alınması durumunun oluşması gerekir. Diğer bir unsur ise söz konusu hatanın VUK’nun 117 ve 118. Maddelerinde belirtilen hataların kapsamına girmesi gerekmektedir. Yani 117‟nci maddede belirtilen hesap hataları ile 118‟nci maddede belirtilen vergilendirme hataları kapsamına girmelidir.
Son unsur ise vergi hatasının vergi idaresince de, vergi mükelleflerince de gerçekleştirilebileceğidir.
VERGİ HUKUKUNDA HESAP HATALARI NELERDİR?
- Matrah Hataları :
VUK.‟nun 117‟nci maddesine göre; “Matrah hataları, vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekalif cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş veya hesaplanmış olmasıdır.”
Matrah hataları, vergilendirme ile ilgili belgelerde matraha ilişkin olarak yapılan maddi hatalardır ve genellikle matematik hatalarından oluşur. Bu hatalar genellikle basit hatalardan kaynaklanmaktadır.
- Vergi Miktarında Hatalar
Hesap hataları içinde yer alan vergi miktarındaki hatalar, VUK’nun 11’nci maddesinde ikinci bentte düzenlenmiş olup; ilgili tanıma göre; “Vergi nispet ve tarifelerinin yanlış uygulanması, mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması, birinci bentte yazılı vesikalarda verginin eksik veya fazla hesaplanmış veya gösterilmiş olmasıdır” şeklinde ifade edilmiştir.
- Mükerrer Vergilendirme
Mükerrer vergilendirme VUK’nun 117’nci maddesinin üçüncü bendinde düzenlenmiş olup; “Aynı vergi kanunun uygulanmasında belli bir vergilendirme dönemi için aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi istenmesi veya alınmasıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Burada vurgulanan husus, aynı vergilendirme döneminde aynı matrah üzerinden aynı verginin alınmasıdır. Dolayısıyla matrah, vergilendirme dönemi ve verginin aynı olması hususlarından birinin bile farklı olması halinde mükerrer vergilendirme meydana gelmeyecektir.
Vergi Hatalarının Düzeltilmesi Yolları
İdare ile mükellef arasındaki hatanın varlığının tespit edilip yargı yoluna başvurulmaksızın işlemdeki hatayı giderme ve bunun sonucuna uygun maddi yapıyı ortaya koymaya düzeltme adı verilmektedir. Düzeltmeye konu vergi hatasının maddi hata tutarı açısından ise herhangi bir sınırlama mevcut değildir. Buna göre, vergi dairesi hatanın miktarına bakılmaksızın düzeltilmesine karar verebilecektir. Düzeltme, vergi hatalarının yargı mercilerine gidilmeksizin hatayı yapan vergi dairesince ortadan kaldırılmasına yönelik bir idari işlemdir.
Vergi Hatalarında Düzeltme Yetkisi : Vergi hatalarının düzeltilmesinde vergi dairesi müdürünü yetkili kılan kanun hükmü mevcut olup; bunun sonucu olarak da vergi dairesi müdürü dışında hiçbir şahıs ve organ yetkili kılınmamıştır.
VUK‟ nun 20‟nci maddesinde vergi tarhının idari işlem olduğu ifade edildiğinden, bu işlemin yükümlülere duyurulmasına yarayan ihbarnamelerin tebliği üzerine doğrudan doğruya vergi mahkemelerine dava açılabileceği gibi istendiğinde yükümlüler tarafından vergi hatalarının düzeltilmesi dileğiyle işlemi yapan Vergi Dairesi Müdürlüğüne de başvurulabilecektir.
VERGİ HATALARINA İLİŞKİN DÜZELTME YOLUNA BAŞVURUNUN DAVA AÇMA SÜRESİ İLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ
Vergi daireleri kendilerine intikal eden düzeltme işlemlerini 30 gün içinde karara bağlamalıdırlar. Vergi dairesi düzeltme işlemini kabul eder ise herhangi bir sorun kalmayacaktır. Ancak bazen vergi daireleri sessiz kalırlar. Mükellefin düzeltme istemine 60 gün içinde cevap verilmemesi durumunda yine düzeltme işlemi reddedilmiş sayılır. Mükellef düzeltme isteminin reddi bildirimi veya düzeltme isteminin reddedilmiş sayılmasından itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesinde dava açabilir.
- Dava açma süresi içinde yapılan düzeltme başvuruları dava açma süresini durdurur. Mükellef 30 günlük dava açma süresinin 10. Gününde vergi dairesine başvurdu diyelim. Vergi dairesinin red kararı veya 60 gün içinde cevap vermemesi durumlarında bu kararın kendisine tebliğ edildiği veya reddedilmiş sayılma gününden itibaren kalan 20 gün içinde vergi mahkemesinde dava açması gerekmektedir.
- Vergi hatalarında düzeltme istemleri dava açma süresi geçtikten sonra da yapılabilmektedir. Vergi dairesine başvurduktan sonra 30 gün içinde istemin reddine veya kabulüne ilişkin bir karar verilmesi gereklidir. Vergi dairesi 30 gün içinde talebi reddederse veya 60 gün içinde cevap vermez ise bu durumda mükellef ret kararının tebliğ edildiği veyahut reddedilmiş sayıldığı tarihten itibaren 60 gün içinde Maliye Bakanlığına şikayet yolu ile başvurarak düzeltme isteyecek. Bu başvurunun da reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması durumunda 30 gün içinde Vergi mahkemesinde dava açabilecektir. Şikayet yolu ile yapılan başvuru tahakkuk eden vergilerin tahsilini durdurmamaktadır.
VERGİ HATALARININ DÜZELTİLMESİNDE ZAMANAŞIMI
Vergiyi doğuran olayın doğduğu takvim yılını izleyen yılın başından başlamak üzere 5 yıldır. Bu süre hak düşürücü süredir.
Zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı tarihten itibaren zamanaşımı ek olarak 1 yıl daha uzar.
İlan yolu ile tebliğ edilip vergi mahkemesinde dava konusu yapılmaksızın tahakkuk eden vergilerde mükellefe ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren zamanaşımı ek olarak 1 yıl daha uzar.
İhbarname ve ödeme emrinin ilan yoluyla tebliğ edilen vergilerde haczin yapıldığı tarihten başlayarak zamanaşımı süresi bir yıl daha uzar.
DÜZELTME VE ŞİKAYET İDARİ YOLLARINDAN SONRA AÇILAN DAVALARDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Vergi hatalarında düzeltme ve şikayet üzerine açılan davalarda görevli yargı yeri şikayet dilekçesinin verildiği Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün bağlı bulunduğu yerin vergi mahkemesidir.
VERGİ HATALARI VE DÜZELTME YOLLARI DANIŞTAY KARARLARI
Vergilendirilmeyecek Bir Unsurun Matraha Dâhil Edilmesi Ve Uzlaşmaya Varılmış Olmasının Düzeltme İle İlgili Hükümlerin Uygulanmasını Engellemediğine İlişkin Karar
Davacıların off-shore hesaptan elde ettikleri faiz geliri nedeniyle yapılan inceleme sonucu tarhiyat öncesi uzlaşmaya varıldıktan sonra tarhiyata esas alınan matraha, faizin üzerinden hesaplandığı ana paranın da dâhil edildiğinin anlaşılması üzerine bu durumun hata oluşturduğu yolunda düzeltme yoluyla yaptıkları şikayet başvurusunun, Ek 11’nci maddenin ikinci fıkrasına dayanılarak reddedildiği, vergi mahkemesinin de bu kuralı esas alarak davanın reddi yolunda verdiği kararın temyiz edildiği anlaşılmıştır. Vergilendirilmeyecek bir unsurun matraha dâhil edilmesi, 213 sayılı Yasanın 117’nci maddesine göre açık bir vergi hatası oluşturmaktadır. Yargı yerlerince daha önce hakkında verilmiş bir karar bulunmayan bu hatanın düzeltme hükümlerine göre giderilmesinin şartları mevcut olup, uzlaşmaya varılmış olmasının düzeltme ile ilgili hükümlerin uygulanmasını engellemediği sonucuna varıldığından, vergi hatası kapsamı dışındaki durumlar için öngörülen Ek 11’inci maddenin sözü edilen kuralına dayanılarak verilen karar hukuka uygun düşmemiştir.”
Danıştay.3.Daire. 2005/2664 esas, 2006/942 karar
Düzeltme Şikayet Prosedürü İçin Öncelikle Vergi Hatasının Mevcut Olması Gerektiği
“olayda davacının ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edildiği, ancak şirket tarafından söz konusu borç ödenmediğinden davacının maaşlarına haciz uygulanarak bu alacağın tahsili yoluna gidildiği, yükümlüye yapılan tebligat şirketi ilzam ederse de, şirketin ortağı ve temsilcisi olan davacının söz konusu vergiden 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35’inci maddesi uyarınca sorumlu tutularak takibine ancak kendisi adına düzenlenmiş bir ödeme emri ile başlanabileceği, usulüne uygun düzenlemiş bir ödeme emri olmadan söz konusu verginin şirketin kanuni temsilcisi ve ortağı olan davacının şahsi mal varlığından tahsiline olanak bulunmadığı, usulüne uygun olarak tahakkuk etmiş vergi borcu bulunmayan davacıdan şirkete ait vergi borcunun istenmesi ve alınmasının Vergi Usul Kanunu’nun 116’ıncı maddesi ve 118’inci maddesinin 1’inci bendi hükmü gereğince düzeltilmesi gereken bir vergilendirme hatasını oluşturacağı gerekçesiyle, davacının düzeltme ve şikayet isteminin cevap verilmemek suretiyle reddi yolundaki Maliye Bakanlığı işleminin iptaline karar verilmiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, 1995/104 esas, 1996/255 karar,
Beyana Dayalı Tarhiyatta Mükelleflerin Verdikleri Beyannamede Vergi Hatasının Bulunması Durumunda Vergi Dairesine Başvurulmaktadır
“22.10.1983 gün ve 18199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2930 sayılı Kanunla hukuken geçerlilik kazanan “…. ile ….Anlaşmasına Bir Hüküm Eklenmesine İlişkin Mektubun” 2’nci paragrafının ( c ) fıkrasında yer alan “…. Şirketi damga vergisinden muaf olacaktır.” ifadesi uyarınca, davacı Şirketin damga vergisinden muaf olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim davalı idarece de davacı Şirketin damga vergisinden muaf olduğu kabul edilmekle birlikte, beyana karşı açılan davada bu hususun incelenemeyeceği ileri sürülmektedir. Vergi Usul Kanununun yukarıda açıklanan maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, vergiden muaf olduğu açık bulunan kişi ya da kuruluşun, hataen beyanda bulunarak vergi ödemesi halinde, bu vergiye karşı açacağı davanın, beyana karşı dava açılamaz hükmünden ayrı tutulması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Olayda da, davacı Şirketin damga vergisinden muaf olduğu taraflar arasında ihtilafsız olduğuna göre, davacı Şirketin damga vergisi beyanı ve ödemesi vergi hatası kapsamında değerlendirilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın yazılı gerekçeyle reddinde yasal isabet görülmemiştir.”
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 1992/250 esas ,1992/449 karar
İhtirazı Kayıtla Ödenen Tutarın Ret Ve İadesine İlişkin Karar
“Davacı şirketin gecikme faizi gibi bir takım müeyyideler ile karşılaşmamak için ihtirazı kayıtla ödediği ve vergi mahkemesinde açtığı dava ile başlattığı hukuki sürecin kanuni itiraz yollarının da tüketilmesi suretiyle sonlanmasını beklemesi ve bu süreç sonunda ret ve iadeye hak kazandığı miktarı talep etmesinin hukuka uygun olduğu, dolayısıyla ilk derece mahkeme kararı üzerine düzenlenen ret ve iadeye ilişkin düzeltme fişinin tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde başvuruda bulunulmadığından söz edilerek idare lehine haksız bir kazanç elde edilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle red ve iade işleminin reddi yönünde tesis edilen işlemin iptaline, ihtirazi kayıtla ödenen tutarın ret ve iadesine karar verilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır.”
Danıştay 4. Dairesi 2003/1631 esas, 2004/1185 karar
Vergi Hatalarının Düzeltilmesi Davasında Zamanaşımı
“davada, kesinleşmesini müteakip ödenen katma değer vergisi ile buna bağlı ceza, gecikme faizi ve zammının geri verilmesine karar verilmesi isteminde bulunulmakta ise de; tarh ve ceza kesme işlemleri yasal süresi içinde idari davaya konu edilmeyen vergi ve cezanın mükellefine geri verilmesi, ancak Vergi Usul Kanununun 116. ve devamı maddelerinde yer alan vergi hatalarının düzeltilmesine dair hükümler uyarınca ve zamanaşımı süresinde olanaklıdır. Olayda, düzeltme ve şikayet yoluna başvurulmaması sebebiyle, idari davaya konu olabilecek nitelikte işlem bulunmadığından, mahkemece, bu nedenle reddi gerekirken davanın süre aşımı nedeniyle reddine isabet mevcut değilse de, bu durum sonuç itibariyle yerinde görülen kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte değildir.”
Danıştay 7.Dairesi 2000/5877 esas, 2003/271 karar